 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/3110
K: 1984/2637
T: 19.09.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Denizli 3. Asliye Hukuk Hakimliği'nce görülerek davanın reddine dair verilen 14.11.1983 tarih ve 352-376 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkili bankanın kredili müşterisi olan dava dışı Yücel'in teminat mektupları aldığını ve kredi kullandığını, teminat mektuplarının tazmin edildiğini, kredilerinde geri dönmediğini, davalılardan Alaaddin'in ortadan kaybolduğunu, diğer davalıların ise, durumu bildikleri halde, davalı Alaaddin'in taşınmazını, mal kaçırmak amacı ile satın aldıklarını, taşınmazın gerçek değeri ile, satış bedeli arasında çok fazla fark bulunduğunu, borçlunun borcu karşılayacak başka malı da olmadığını belirterek, satışın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, Dede ve M. Salih vekili, iddiaların gerçek dışı olduğunu, borçlu için aciz belgesi alınmadığını, satış bedelinin normal bulunduğunu, ileri sürmüştür. Davalı Alaaddin vekili, aynı savunmaya katılmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, ilgili dosya ve belgelere göre, dava açılmazdan önce, İİK.nun 277. maddesi gereğince aciz belgesi ibraz edilmediğinden, iptal davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Her ne kadar İİK.nun 277. maddesi gereğince, iptal davasını, elinde kesin veya geçici aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir ise de, borç ödemeden aciz belgesi alınmadan dava açıldığında, alacaklı, sonradan aldığı aciz belgesini mahkemeye verdiği hallerde, dava şartı tamamlanmış olacağından, mahkemenin iptal davasının sonra alınmış olması, davanın görülmesine engel teşkil etmez. Davacıyı, yeniden bir dava açmaya zorlamak dava ekonomisi yönünden de doğru değildir.
Olayımızda, iptal davası, 26.10.1982 tarihinde açılmış, 9.9.1983 günlü aciz belgesi, 20.10.1983 günlü, oturumda mahkemeye vermiştir. Bu durumda, borçlunun aciz halinina gerçekleştiği belge ile sabit olduğuna göre, davanın, aciz belgesinin yokluğu nedeniyle red edilmeyip, esasının incelenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.9.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.