Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/310
K: 1984/1083
T: 29.03.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce görülerek davanın reddine dair verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davanın reddi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı süresinde davaya cevap vermemiş, 25.2.1982 tarihli celse'de vade farkı ödeneceğine dair bir mukavele olmadığından davanın reddini savunmuş, 8.6.1982 günlü celsede ise imzası altında (..ibraz edilen delillerin sıhhatine bir itirazımız yok, biz de aynı delillere dayanıyoruz. İddia olunan meblağı 7. icra memurluğunun 1981/6837 sayılı dosyasına ödedik.. karşı tarafın defterlerine dayanıyoruz." beyanında bulunmuştur.
1 - 11.4.1983 tarihli keşif zabtı ile bilirkişi (M.Ö.)'in 15.4.1983 günlü raporunda davacının 1980-1983 yıllarına ait kanuni defterleri ile muavin defterinin usulune uygun olarak tutulmuş olup birbirlerini teyit ettiği, vade farklarından dolayı 20.5.1982 tarihi itabariyle 403.135 lira 41 kuruş alacaklı olduğu bildirilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 83/2 nci maddesine göre davacının ticari defter kayıtlarını kabul ettiğini imzası ile tastik eden (H.U.M.K. 151) bu beyanından dönemez. Bu durumda mahkemenin yapacağı iş; o defterler münderecatını bu defterlerle dayanan taraf lehine Türk Ticaret Kanununun 85 nci maddesince delil olarak kabul etmekten ibarettir.
2 - Davalının "..Biz iddia olunan meblağı 7. İcra Memurluğunun 1981/6837 sayılı dosyasına ödedik. O dasyanın celbini talep ediyoruz." beyanı üzerine celbedilen 1981/6837 sayılı icra dosyasının dava ile ilgili bulunmadığının anlaşılmasından sonra getirtilen 7. İcra E. 1981/6834 sayılı dosyada da hiç bir ödemenin yapılmadığı aksine davalının inkarı sebebiyle icra takibini durdurduğu görülmüş ancak, davacı vekili 9.11.1983 tarihli celsede dava konusu alacağın satış bedeli dışında kalan vade farkına ilişkin olduğunu, senede bağlanan satış tutarının tahsil edildiğini açıklamıştır.
3 - Davalı şirketin 5.11.1980 gün 50 ve 8.11.1980 sayılı sipariş yazısı üzerine davacı şirket 19.11.1980 tarihli sipariş tayit yazısında "..sipariş bedeli ibraz edilecek faturanın tarihine göre azami 15.21 gün içinde nakit ve peşin olarak ödenecektir. Ödemenin gecikmesi halinde fatura tarihinden itibaren aylık % 4 vade farkı tahakkuk ettirileceğini" bildirmiştir.
Davalı şirket 2.1.1981 tarihli yazısı ile fabrikalarının Ocak/1981 acil ihtiyacı olan 30.000 kutunun 15-20 Ocak tarihleri arasında, 19.1.1981 sayılı yazısında ise fabrikanın Şubat/1981 ihtiyacı olan 27.000 adet kutunun Şubat ayı ikinci haftasında, 24.2.1981 tarihli yazısında da Mart/1981 ayının üçüncü haftasında fabrikalarında olacak şekilde hazırlanmasını istemiş bunun üzerine 17.12.1980, 6.1.1981, 24.2.1981, 30.5.1981 tarihli faturalar düzenlenmiş, bu faturalarda yazılı mallar 15.12.1980, 3.1.1981, 21.2.1981, 30.5.1981 günlü yükleme ve tesellüm makbuzları karşılığında davalıya teslim edildiğinde bir uyuşmazlık yoktur. Zira davalı vekili davacının ibraz ettiği delillerin sıhhatine itiraz etmemiş, mukabil delil göstermemiş aynı delillere dayanmıştır.
Davalı şirket 5.11.1980 günlü sipariş yazısı ile bunun bir kısmının düzeltilmesine dair 8.11.1980 tarihli sipariş mektubuna karşılık davacının 19.11.1980 tarihli sipariş teyit yazısında % 4 vade farkının tahakkuk ettirileceği "rıza beyanı" üzerine 2.1.1981, 19.1.1981, 24.2.1981 hazırlık mektuplarını göndermiştir. Örneklerine uygun olarak imal edilen malları da tesellüm ederek bu kutularla mahsullerini ambalajlamıştır.
4 - Borçlar Kanunun 1 nci maddesince iki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri taktirde akit tamam olur.
Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımmi dahi olması mümkündür. İki taraf akdin esaslı noktalarında uyuşurlar ise ikinci derecedeki noktalar sukutla gecilmiş olsa bile akde münakit olmuş nazarıyle bakılmalıdır. Umumiyetle sükut kast ve iradenin zımni bir surette beyanı sayılmaz ise de öyle ahval vardır ki; bunlar da sükutün bir teklefe muvafakat addolunması mahiyetinde kabulü icap eder.
Şöyleki davacı şirket 19.11.1980 tarihli sipariş teyit yazısında davalı şirkete açıkca "ödemelerin gecikmesi halinde fatura tarihinden itibaren aylık % 4 vade farkı tahakkuk ettirileceğini" bildirmiş, davalı şirket de buna süküt ile muvafakat etmiş, süküt ile iradesini açıklamıştır. Özellikle sükütun karşı tarafa hukuki sonuçlar doğuracak olan belli bir iradeyi açıklamak amacıyla ihtiyar edilmiş olması halinde, süküt açık bir irade beyanı gibi hüküm ifade eder. Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı objektif iyi niyet kuralları gereği olarak cevap verme veya reddetme mükellefiyeti bulunan hallerde sükütun tercih edilmiş olması onu irade açıklaması biçiminde yerine geçmesini zorunlu kılar. Taraflar arasında devamlı ticari ilişkiler sürdürülmektedir. Belli bir harekette bulunmanın gerekli olduğu anda, bu hareketin yerine getirilmesi kendisinden beklenen taraf hiç bir harekette bulunmazsa, bu sükutu iş ve hukuki muamele hayatındaki hakim telakkiler icabı olarak bu hareketsizliği, bu süküta verilecek mana süküt ile irade izhar olunmuş demektir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı 30.11.1955 tarih E. 14, K.20 ve Prof. Doktor Hikmet belbez. Akitlerde Sükutun Ehemmiyeti, Hukuk Fakültesi Dergisi Sene 1944, sayı 2 sahife 210)
Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın reddine dair mahalli mahkeme kararı usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 29.3.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini