Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/2415
K: 1984/3220
T: 25.10.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 16.3.1984 tarih ve 496 - 130 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekil itarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, vekili, 1981/496 esas sayılı dosyada, taraflar arasında düzenlenen, 14.7.1973 günlü sözleşme gereğince, müvekkilini davalıya ait idare merkezi binası inşaatına ait projelerin yapımını, davalını da hak edilen ücreti ödemeyi ve düzenlenecek ek sözleşme ile inşaatın kontrollük görevini vermeyi üstlendiklerini müvekkilinin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, davalının, kesin hakediş düzenleyip ücretinin tamamını ödemediğini, iş bitirme belgesi ve kontrollük görevini vemediğini belirterek, yapılan iş bedelinden kalan miktar ve kararname farkı toplamı (1.565.896) lira alacağın tahsilini, kontrollük hazmetinin müvekkiline verilmesini ve şimdilik bilirikmiş (2.000.000) lira ile (500.000) lira manevi tazminatın da tahsilini talep ve dava etmiştir.
1983/394 sayılı dosyada, yapılan iş ve kararname farkı toplamı (722.346) lira alacağın, 984/28 sayılı dosyada ise saklı tutulan (3.582.700) lira kontrollük ücretinin tahsilini istemiş, dosyalar birleştirilmiştir.
Davalı vekilleri sözleşme gereğince mükerrer çizimlerin ve düzeltmelerin davacıya ati olduğunu, ek bir ücret istenemeyeceğini, projelerin il imar müdürlüğünce onanması koşulu bulunduğundan, inşaat alanı, genişletilmesi isteğinin de yerinde olmadığını, davacının kendi kusurunun sonucuna katlanacağını, davacıya kural olarak fiyat artışı ödemeyeceği kararlaştırıldğı halde müvekkilinin tek yanlı bir şekilde ve pirim amacıyla, karanameye göre bir fiyat artışı tesbit edip karşılığını da ödediğini, aynen ifa ve mesleki kontrollük görevine ilişkin isteğinin dayanağı olmadığını, manevi tazminat verilmesi için şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve ilgili belgelere göre, 1981/396 sayılı dosya için (3.414,278) lira maddi, (100.000 lira manevi 1983/394 esas sayılı dosya için, (722.346) lira, 1984/28 esas sayılı dosya içinde, (3.582.700) lira alacakların tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı vekilleri temyiz etmiştir.
1 - İnşaat toplam alanının vaziyet planı paftasında (39.575) m2. olarak gösterilmesine, davalı bankaya teslim edilen projelerin ise toplam alanının (43.700) m2. bulunmasına, 11.2.1975 günlü davacı yazısının dayanağı olan 5.2.1975 günlü teklifte inşaat alanını artırmadan çizim yapılacağının açıklanmış olmasına göre inşaat alanının büyümesi nedeniyle hükmolunan (55.986) liralık alacağın kabulüne ilişkin temyiz itirazlarını reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:
2 - Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin, 6. maddesinde, (mimarın tasdike vereceği proje ve hesaplarda bankanın istediği düzeltmeleri yapmaya mecbur olduğu), 7. madesinde, (mukavele çerçevesi içinde ve madde 2'de zikredilen işlere ait -ki, madde 2'de mimar'ın yapacağı işler açıklanmıştır- bilahare bankaca yapılması kusur ve noksanlıklar bulunduğu takdirde, mimarın bunları bankanın yazılı emri üzerine ayrıca bir bedel istemeksizin düzeltmek mecburiyetinde bulunduğu) açıklanmıştır.
Bu itibarla, davacının, projelerin mekerrer olarak yaptırdığından, bahisle ücret istemesi sözleşme hükümlerine aykırlık teşkil eder ve sözleşmenin bu açık hükümleri karşısında, (mimarlık Mühendislik ve Şehircilik Hizmetleri Genel Şartnamesi hükümlerinin uygulanması söz konusu edilemez. O halde davada bu bölüme ilişkin isteğin gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.
3 - Davacı, sözleşmenin 13. maddesi gereğince, (her ne sebeple olursa olsun, sözleşmede tesbit edilmiş ücretlerden başka hiç bir isim altında bir ücret isteyemez). Sözleşmenin bu hükmüne rağmen hiçbir zorunluğu bulunmayan davalı Banka Meclisi, 28.6.1977 gününde, 7/13220 sayılı kararname, hükümlerinin yapılan işe uygulanmasını, tek yanlı olarak ve işin bitirilmesi amacı ile karar altına almış, davacıya da, bu kalemden (565.986) lira olacağı bulunduğu, istenildiğinde tahsil edebileceği ihtarname ile duyurulmuştur. Halen bu miktar paranın davacı adına bloke edildiği davalının kabulündedir. Bu durum karşısında davalının, davacıya, 7/13220 sayılı kararname hükümlerine göre, fiyat farkı ödenmesi gerekmektedir, bu kararnameye göre hesap edilen davacı alacağının ise, (782.034) lira olduğu, 30.10.1983 günlü bilirkişiler ek raporundan anlaşılmıştır. Olayda, başka bir kararnamenin uygulanması, dosya içeriğine ve sonradan yürürlüğe giren kararname hükümlerine aykırı düşer.
O halde, fiyat farkı isteğinde, (782.034) liranın, davacı adına yatırılan (565.989) lira için, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile hüküm altına alınması gerekirken, 981/496 sayılı dosyada (650.000) lira, ile 1983/394 sayılı dosyada (444.848) liranın tamamının tahsiline karar verilmesinde doğru görülmemiştir.
4 - Davacı, mesleki kontrollük hizmetinin kendisine verilmemesi nedeniyle alacak isteğinde bulunmuş, mahkeme, bu isteğininde yerinde olduğunu kabul ederek, toplam, (5.582.700) liranın tahsiline karar vermiştir.
Gerçekten, taraflar sözleşmenin 1/2. maddesinde açıklandığı üzere BK.nun 22. maddesine uygun bir şekilde kontrollük hizmeti yönünden bir ön akit yapmışlardır. davalı bu anlaşmaya uymamış ve kontrollük hizmetini kendi iş bünyesinde çözümleme yoluna gitmiştir. Bu halde davacının uğradığı zarar için tazminat istemek hakkı bulunmaktadır.
Ancak, yazışma şartnamesinin 16. maddesinde, yazışmayı kazanan proje müellefine mimari kontrollük işlerini verileceği, ücretin, (Mimarlık, Mühendislik ve Şehircilik Hizmetlerinin Tahmini Bedellerinin Tesbit Şekli Hakkındaki Yönetmelik) hükümleri gereğince, belirlenen oranlarda ve binanın takibi maliyetine göre gereğince, belirlenen oranlarda ve binanın takibi maliyetine göre hesaplanacağı, takibi maliyetin tesbitindede, binanın beher m2. si 6- B. V, maddesindeki esaslar kabilinde hesap edileceği, binanın toplam brüt m2. si, (42.000) m2. olarak öngörüldüğü açıklanmıştır.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ise, kontrollük hizmetleri yönünden ücretin tesbiti, şartnamenin 16. maddesi nazara alınmadan hesap edilmiştir.
Ayrıca, davacı, kontrollük hizmetini bilfiil yaptığı takdirde, hesap edilecek ücreti almaya hak kazanacaktır. Olayda, bu hizmeti yapmadığından, başka işlerde çalışması ve gelir sağlanması hayatın olağan akışı içinde her zaman mümkündür. Bu nedenle, davacının inşaat süresi içerisinde, ortalama olarak ne miktar gelir sağlayabileceği araştırılarak ve bu miktarın hesaplanacak miktardan düşünülmesi suretiyle bir tazminata hükmetmek hakkaniyet kurallarına uygun olur.
O halde, yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle yukarıdaki açıklamaların ışığı altında, davacının kontrollük hizmetlerinin, kendisine verilmemesi nedeniyle uğradığı zararın saptanması ve soncuna göre davanın bu bölümü hakkında bir karar verilmesi gerekir, bu yönlerin gözden kaçırılmasında bozmayı gerektirmiştir.
5 - Mahkemece, olayda, BK.nun 49. maddesi unsurları oluştuğundan bahisle, davacı lehine 100.000 lira manevi tazminatı tahsiline ilişkin hüküm kurulmuştur.
BK.nun 9. maddesine göre (şahsi menfaatleri haleldaş olan kimse, hatanın hususi ağırlığı icap ettiği surette manevi zarar) isteyebilir. Manevi tazminata hükmedebilmek için, ayrı bir kusur ve ağır bir zararın oluşması gerekir. Olayda, böyle bir hak olmadığı, davalının ayrı bir kusuru bulunmadığı davacının kaşılıklı görüşme ve anlaşma ile projelerini hazırladığı, kontrollük hizmetinin de, tasarruf amacıyla kendisine verilmediği açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Böyle olunca, manevi tazminat isteğininde reddi gerekirken, tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda bir nolu bentde yazılı nedenlerle davalı vekilinin, inşaat alanının büyümesi, nedeniyle hükmolunan (55.986) liraya ilişkin temyiz isteğinin reddine, iki, üç, dört ve beş nolu bentde açıklanan nedenlerle temyiz isteklerinin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 5000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalınınödediği temyiz peşin harcından onama ilam harcının mahsubu ile arta kalanın istek halinde iadesine, 25.10.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini