 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/1539
K: 1984/2368
T: 09.07.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek kısmen subut bulan dava vechile 552.899.80 liranın dava tarihine kadar tahakkuk eden 15.358 lira faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine dair verilen 14.11.1983 tarih ve 449-485 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Yerel mahkemenin 14.11.1983 günlü ilamı davalı idare vekili avukat H.K.'a usulen 18.1.1984 günlü tebliğ olunmuş, davalı idare vekili ise Usulün 432. maddesinde öngörülen 30 günlük yasal süre geçtikten sonra 20.2.1984 günlü dilekçe ile temyiz isteminde bulunmuş olmakla, davalı idare vekilinin temyiz isteğinin reddi ile mahalli mahkemenin 27.2.1984 günlü red kararının ONANMASINA.
2 - a - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b - Mahkemece hükme dayanak alınan 6.12.1982 tarihli asıl ve eki 20.6.1983 tarihli rapor ile ilk bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 25.12.1980 tarihli asıl ve eki 29.12.1981 tarihli raporlar arasında davacı yüklenici lehine hükmolunması gerektiği belirtilen miktar arasında çelişki mevcuttur. Örneğin hükme dayanak alınan raporda pres tuğla imalatı için fiyat farkı olarak 7.915.28 lira hesabedilmiş iken ilk alınan raporda bu kalemden 119.358.36 liranın ödetilmesi gerektiği belirtilmiş, ikinci rapora dayanarak davacının % 50'nin üzerinde yaptığı işlerden 108.564.16 liraya hükmedilmiş iken, ilk olarak alınan asıl ve ek raporlarda bu miktar 316.244.33 lira olarak hesaplanmış, ilk raporda taşıyıcı iskele ve iş iskelesi bedeline hükmolunması gerektiğine değinilerek tutarı saptanmış ise de ikinci raporda bu hususta dosyada yeterli bilgi ve belge olmadığından hesaplama yapılamadığı açıklanmıştır. Görüldüğü gibi raporlar arasında açık çelişki mevcut olup son olarak alınan ve hükme dayanak yapılan rapora davacı vekili 8.9.1983 tarihli dilekçe ile itiraz etmiştir. Davacı itirazları teknik ve fenni hususlara taallük ettiğinden Usulün 275. maddesi gereğince mahkemenin davanın halli için itirazlar hususunda bilirkişinin oy ve görüşüne başvurması zorunludur. Mahkemece eksik olduğu bildirilen belgelerin de celbi suretiyle davacının talebe hakkı olduğu miktarın kesin şekilde belirlenmesi için bilirkişiler kurulundan yeniden rapor alınmalı bu rapora da itiraz vaki olduğu takdirde itirazların da cevaplandırılması yoluna gidilerek, hasıl olacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmelidir. Karar bu yönlerden eksik incelemeye dayalı olup temyiz eden davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda 1. bendde açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz talebinin reddine dair mahalli mahkemenin 27.2.1984 günlü kararının ONANMASINA yukarda 2/a bendde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2/b bendinde gösterilen nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 9.7.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.