 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1984/7353
K: 1985/1835
T: 12.03.1985
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.2.1984 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayanarak (Sarıyer Asliye Hukuk Mahkemesi)'nin 25.4.1980 gün ve 1979/340 esas, 1980/190 karar sayılı ilamının iptali ve bu ilama istinaden tapuda yapılan işlemin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 19.9.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar Konya Belediyesi ve vasiyeti Tenfiz Memuru Hasan vekilleri tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının miras bırakanı Nuri, Beşiktaş 3. Noterliği'nin 3.2.1977 gün 06210 numaralı ölüme bağlı tasarrufu ile mal varlığını Konya belediyesi hükmü şahsiyetine vasiyet ettiği bu vasiyetnameye göre Nuri'nin Türkiye dahilinde malik ve sahibi bulunduğu ve bulunacağı bilcümle taşınır, taşınmaz malları ile esham, tahvilat, hak ve alacaklarını bir hastahane veya dispanser yapılmak üzere Konya belediyesi'ne bıraktığı, 4.7.1980 gününde vasiyetin tenfizine ve tenfiz memuru atanmasına karar verildiği, adı geçen Nuri'nin 1.9.1977 gününde öldüğü, ölmeden önce İstanbul sarıyer İlçesi İstinye Mahallesi Büyükdere Asfaltı Sokağı'nda kain 384 ada 5 parsel sayılı 24200 m2 miktarındaki taşınmazın 192/242 payını 2.3.1973 gün 7606 sayılı sözleşme ile davalı Şirketi'ne satışını vaad ettiği, sözü edilen şirketin 22.9.1979 gününde Nuri'nin varaset belgesi ile saptanan kanuni mirasçılarını hasım göstermek suretiyle satışı vaad edilen payın hükmen tescili istemi ile dava açtığı, yapılan yargılama sounda, davanın kabulüne ve 5 sayılı parselin 192/242 payının davacı durumunda olan Şirketi adına tapuya tesciline karar verildiği ve bu kararın 1.9.1980 gününde kesinleşmiş olduğu, buna karşı gerçek mirascı olduğundan bahisle Konya belediyesi'nin, Şirketi'ni hasım göstermek suretile yargılamanın iadesi davası açmış ise de redle sonuçlandığı ve derecattan geçerek kesinleştiği, Yargıtay kararında yazılı açıklamaya dayanarak bu kez belediyece, eldeki işbu dava açılarak, başlangıçta sözü edilen tescilin iptali davasını açıldığı dosyadaki yazılardan anlaşılmaktadır.
Davalı .. Şirket vekili, tescil davasının Nuri'nin veraset ilamı ile belirlenen mirasçıları aleyhinde açılmış olduğunu, sözleşmenin yasalara uygun düzenlenmiş bulunduğunu, Konya Belediyesi'nin mansup mirasçılık hüviyetinin, davanın doğru hasma karşı açıldığı hukuki vakıasını etkilemeyeceğini, yargılamanın iadesi talebi ile açılan davanın ise daha evvel reddedildiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hükmü davacı ve Tenfiz Memuru Hasan vekilleri temyiz etmişlerdir.
Öncelikle belirtmek gerekirki, davacı belediye tescil davasında hasım olmadığından, yargılamanın iadesi isteminin reddi işbu davasının açılıp dinlenmesini engellemez.
Düzenleme şeklinde noterden re'sen tanzim olunan vasiyetname ise, münderecatı ve özü itibarıyla mirasçı nasbını mütazammındır. Zira vasiyetçi tüm mallarını alacaklarını belli koşullarla Konya Belediyesine bırakmaktadır. Senet belli malların vasiyeti biçiminde değildir. Mirascı nasbı onu nasbedenin külli halefi olur. Mirascı nasbı ivazlı veya ivazsız olabilir. Geçerliliği ölüme bağlı tasarrufla yapılmasına bağlıdır. Terekenin tamamı veya belli bir orandaki payı için mirascı nasbedilebilir. MK.nun 539/2. maddesinin doğal sonucu olarak ta ölümle birlikte mansup mirascı gibidir. Külli halefiyet terekenin borçlarından da sorumluluğu gerektirir. Vasiyetçinin açıklanan şekildeki mirascı nasbine bir itiraz ve karşı çıkma olmamıştır. Olayda muayyen bir mal vasiyeti söz konusu olmadığına göre, Nuri'nin ölümü gününden itibaren hüküm ifade etmek üzere yegane mirascısının Konya Belediyesi olduğunun kabulü gerekir.
O halde satış vaadi senedi uyarınca hükmen tescil davasının açılması halinde gerçek hasım Belediye hükmü kişiliği bulunmaktadır. Davanın ona karşı açılması zoruludur. Mübrez veraset belgesinde isimleri yazılı kişilerin Nuri varisi olarak kabulü ve hasım gösterilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden ve dayanağı ile gerekçesi açıklanmadan, mücerret mesnetten yoksun olduğundan bahisle davanı reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 5000 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 12.3.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.