 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1984/6417
K: 1985/664
T: 29.01.1985
DAVA : Davacı N.Ö. vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.8.1981 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 20.4.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı N.Ö. vekili Av. H.A. tarafından istenilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili 1/3 payın müvekkiline ait olmak üzere 96 ada 26 parsel sayılı taşınmazı K.Ç. 'dan H.Ö. 'in satın aldığını, adı geçenin devir işlemini yerine getiremeden öldüğünü ve mirasçıları olan davalıların ise devir işlemine yanaşmadıklarını bildirerek mezkur taşınmazın 3000 m2 sinin davacı N.Ö. adına tescilini istemiştir.
Davalılar ve vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, Medeni Yasa'nın 634 üncü maddesi uyarınca mülkiyeti nakleden sözleşmenin resmi biçimde düzenlenmesi gerektiğini ve davacı vekili tarafından ibraz edilen belgelerin anılan nitelikte olmadıkları belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İddia ve toplanan delillere göre, olayda dolaylı temsil ve başkasına devir borcu ile mülkiyet iktisabı durumu sözkonusu olduğundan taraflar arasında inanç ilişkisi vardır.
Yargıtayın 5.2.1947 gün ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, inanç sözleşmesi, inanç gösterilene, bir hakkın kullanılmasında davranışlarını inanç gösterenin tespit ettiği amaca uydurmak borcunu yükler ve akitler arasında bir vekaletin hukuki sonuçlarını doğurur. Başka deyimle inanç gösterilen, bir taşınmazı inanç gösteren hesabına ve kendi adına satın alması halinde mülkiyeti inanç gösterene geçirmekle yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde açılacak davanın dinlenilmesi ve yazılı delille kanıtlanması olanağı vardır.
Haricen düzenlenen satış vaadi mukavelesi ile K.Ç. Kuşadası Hacıfeyzullah mahallesi Kadınlar Plajı mevkiinde kâin ve tapunun 96 ada 26 parsel sayısında kayıtlı taşınmazın 1/3 payını Almanya'da çalışan N.Ö.'ne satmayı taahhüt ettiğini, satış bedelinin bir kısmını aldığına, arta kalan bedel bir yıl içerisinde ödendiğinde 27.6.1977 tarihinde tapuyu alacı vekili H.Ö. 'e devredeceğini bildirmiştir. H.Ö. 96 ada 27 parsel sayılı taşınmazı, 8.9.1977 gününde satınalma suretiyle iktisap etmiştir. Bu arada H.Ö. 20.10.1977 ve 6.7.1978 günlü senetlerde ve diğer belgelerde borcun ödendiğini ve 96 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 3000 m2 sinin N.Ö. ait olduğunu belirtmiştir. Davacı ile Müteveffa H.Ö. arasında inanç sözleşmesi vardır ve davalılar külli halefiyet yoluyla miras bırakanları H.Ö. in edimini yerine getirmek zorunluluğundadırlar. Davanın dinlenme olanağı vardır. ispatı için resmi belge aranmasına lüzum yoktur ve yazılı delil yeterlidir.
Bu itibarla, tarafların delilleri değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.1.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.