 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/7983
K: 1985/1054
T: 18.02.1985
DAVA : (C.T.) vekili avukat (İ.T.) ile (B.K) vekili avukat (L.U.) aralarındaki dava hakkında Ankara 9. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.4.1984 tarih ve 674-225 sayılı hükmün Dairenin 13.11.1984 tarih ve 6450-7174 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı, Eylül 1974 tarihli "Borç ve Teminat Mukavelesi"ile davalının murisi ve kocası (H.K.)'dan 48.700 DM. karşılığı 391.181 lira alacaklı bulunduğunu, murisin öldüğünü davacı hariç diğer mirascıların mirası reddettiklerini ileri sürerek alacağın 31.12.1982 gününde itibaren hesap edilecek faiziyle birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, terekenin borca batık olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece aynı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı henüz davaya cevap vermezden önce ve yargılamanın 15.2.1983 günlü 3. oturumunda borç senedini vermiş ve ibraz edecek başka delili bulunmadığını bildirmiştir. Daha sonra davalı 23.2.1983 gün ve 1983/5089-6459 sayılı kararıyla bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak davalının borca batıklık define ilişkin delilleri toplanmıştır. Bunun üzerine davacı 30.3.1984 günlü dilekçesi ile mahkemeye başvurarak davalının mirastan faydalandığını ve bu konuda tanıkları bulunduğunu, listesini düzenlemek üzere mehil verilmesini istemiş, ancak mahkemece daha önce delillerini hasrettiği gerekçe gösterilmek suretiyle bu isteğinin reddine karar verilmiştir.
HUMK.244. maddesi hükmü uyarınca tarafların gösterdiği delillerin toplanmasından sonra iki taraftan her biri yeni delil gösterebilir. Ancak bu istek Mahkemece muvafık görülürse kabul edilebilir.
Somut olayda davacının henüz cevap layihasını görmeden delillerini hasretmesi ve davalının borca batıklık savunmasına ilişkin delilleri toplandıktan sonra bu konuda mevcut bulunan tanıklarının dinlenmesini istemesinde usule aykırılık yoktur. Kaldı ki davalının delillerini hasrederken ibraz edecek başka bir delili bulunmadığını söylemesinden bu beyanının münhasıran yazılı delile ilişkin olduğunun kabulü zorunlu bulunmuştur. O halde mahkemece bu yönler gözetilerek davacıdan tanık listesinin istenmesi, verdiği takdirde tanıklarının dinlenmesi ve sonucuna karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirir. Ne var ki mahkemece bu konuda verilen kararın dairemizce de zuhulen onandığı anlaşılmak davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, dairemizin 13.11.1984 gün ve 1984/6450-7147 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 18.2.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.