 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/7333
K: 1984/8230
T: 26.12.1984
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılardan Mehmet ile evlenirken ziynet eşyası olarak kendisine takılacak 150.000 lira değerindeki altınların yerine üç dönümlük taşınmaz vermeği 7.1.1980 tarihli senetle kabul eden davalıların taşınmazı vermedikleri gibi bedelinin tahsili hakkındaki icra takibine de itiraz ettiklerini ileri sürerek 150.000 liranın % 15 icra inkar tazminatıyla birlikte müteselsilen ödettirilmesini istemiştir.
Davalılar, senetten sonra davacıya altın bileziklerin takıldığını, bu nedenle senedin hükümsüz kaldığını savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmaz bağışlanmasına ilişkin bulunan dava konusu senedin kanuni şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle geçersizliğinden sözedilerek dava reddedilmiştir.
Gerçekten mahkemece kabul edildiği gibi 7.1.1980 tarihli ve davacıya taşınmaz verilmesine ilişkin sözleşme geçersizdir. Ancak bu taşınmazın taraflar arasında daha önce kurulmuş olan ve davacıya takılması gereken 150.009 lira değerindeki bilezik borcu yerine verilmesinin kararlaştırıldığında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim davalılar, taşınmaz yerine davalıya söz konusu bileziklerin takıldığını savunarak delillerini göstermişlerdir. Taşınmaz mülkiyetinin geçirilmesine ilişkin sözleşme geçersiz olmakla birlikte, daha önce kurulmuş olan 150.000 liralık bilezik borcunun bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Esasen davada taşınmaz mülkiyetinin devri değil altın bileziklerin bedelinin davalılardan alınması istenmiştir. O halde uyuşmazlığın çözümü davacıya verilmesi kararlaştırılan altın takıların, gerçekten davacıya takılıp takılmadığının ve bu borcun yerine getirilip getirilmediğinin saptanmasına bağlıdır. Bu yönden mahkemenin, toplanmış olan delilleri takdir eden davanın esasını çözmesi gerekirken yazılı biçimde senetteki şekil eksikliğine dayanarak davanın reddine karar vermiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 26.12.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.