 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/6592
K: 1984/8181
T: 24.12.1984
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıdan bir daire satın alarak bedeline karşılık toplam 2.400.000 lira ödemede bulunduğunu, ancak davalının inşaatı yarım bırakarak tamamlanmadığını ileri sürerek aktin feshi ile paraları ödediği tarihten itibaren banka ticari faiz oranı üzerinden faizi de birlikte 3.965.000 lira ile fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere uğradığı zarar karşılığı 400.000 lira tazminatın toplamı 4.365.000 liranın dava gününden itibaren işleyecek banka faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, tarafların aldıklarını geri vermekle yükümlü bulundukları, davacı ödemeleri 2.400.000 lira olduğundan ödeme günlerinden % 10 faizleri tutarı 346.666 lira ve 400.000 lira da zarar olmak üzere toplam 3.146.166 liranın davalıdan alınmasına, 2.850.000 lira dava gününden % 10 faiz yürütülmesine fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
Karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsam dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Davacı dava dilekçesinde gecikme faizi olarak, banka faiz oranında faiz talep etmiştir. Mahkeme ise faizi ödeme günlerinde itibaren % 10 üzerinden hesap etmiştir. Davalı müteahhit olarak tacirdir. Aradaki ilişkinin onun yönünden ticari nitelikte olduğundan kuşku yoktur. Türk Ticaret Kanununun 21. maddesinin 2. bendi gereğince taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler diğeri içinde ticari iş sayılır. O halde, olayda şekil yönünden geçersiz de olsa taraflar arasındaki bu ilişki ve geri verme borcunu ticari iş mahiyetinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda anılan yasanın 1461. maddesinin 2. bendi gereğince davacı gecikme faizini ödeme yerindeki banka iskonto oranına göre isteyebilir. Mahkemece gecikme faizinin belirlenecek banka iskonto oranına göre isteyebilir. Mahkemece gecikme faizinin belirlenecek banka iskonto oranına göre hüküm altına alınması gerekirken bu yasa hükümleri gözetilmeden faizin % 10 oranından hesap edilmesi yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle davacı yararına bozulmalıdır.
3 - Davalının temyizen gelince:
Medeni Kanununun 643, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca tapulu taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesine yönelik işlemlerin resmi şekilde yapılması gerekir. Mahkemece de kabul edildiği gibi olayda dayanılan sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir ve bağlayıcı değildir. Bu durumda sözleşmede yazılı olan 400.000 lira ceza koşulu da esas borcun fer'i niteliğinde bir borç olması dolayısıyla esas borç gibi hüküm ifade etmez ve yerine getirilmesi istenemez. Bu nedenle 400.000 lira tazminata hükmedilmesi yasaya uygun değildir.
Öte yandan olayda davacı alacağına gecikme yani temerrüt faizi yürütülmesi söz konusudur. Temerrüt faizi için davalının ihtarname ile para borcunu ödemede temerrüde düşürülmesi gereklidir. Bu nedenle mahkemenin temerrüt faizini satış bedeli taksitlerinin ödenme tarihinden hesap etmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece temerrüt tarihinin araştırılması davadan önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemez ise dava gününden faize hükmedilmesi gerekir. Karar bu yönden de davalı yararına bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenl tarafların diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın ikinci bentde gösterilen nedenle davacı yararına, üçüncü bentde gösterilen nedele davalı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 24.12.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.