 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/5007
K: 1984/6679
T: 30.10.1984
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar, davalıların müşterek malik oldukları 51 numaralı parselde kayıtlı gayrımenkulün 7,8,9,10 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerini 16.2.1977 tarihinde tapuda kendilerinden satın aldıklarını, 16.2.1977 günlü taahhütname gereğince 15 ay içinde tamamlanmaması halinde gececek her ay için 25.000 lira mahrumiyet cezası ödemeyi kabul ettiklerini, davalılar taahhütlerini yerine getirmediklerinden aleyhlerine İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde 16.5.1978'den 16.7.1979'a kadar geçen süre için 350.000 liralık mahrumiyet alacağı davası açtıklarını, davalının kabul edilip. Yagıtay'ca onandığını, 21.9.1981 tarihine kadar tahakkuk etmiş 26 ay 5 günlük, ayda 25.000 liradan toplam 655.000 lira alacağın faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; zamanaşımı definde bulunmuşlar, mahkemece dava zamanaşımından ötürü reddedilmiştir. Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davada, süresinde teslim edilmeyen beş adet taşınmaz bağımsız bölümü dolayısiyle, sözleşmede belirlenen ceza koşulunun ödetilmesini istemiştir. Taşınmaz satımında akde aykırılıktan meydana gelen tazminat ve ceza koşulu istekleri için özel bir zamanaşımı süresi belirlenmediğinden, davacının talebinin Borçlar Kanunu'nun 125 nci maddesinde yazılı 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabulü gerekir. Olayda, binanın ayıplı olmasından doğan bir istek de söz konusu olmadığı için Borçlar Kanunu'nun 215 inci maddesinde yazılı 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulama yeri yoktur. Borçlar kanunu'nun 128 inci maddesi gereğince zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağından, olayda uygulanması gereken 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esası incelenerek meydana gelecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddi yasaya uygun değildir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.10.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.