 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/4176
K: 1984/6040
T: 05.10.1984
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı, davalıdan haricen satın aldığı tapusuz taşınmazın davalı tarafından sonradan üçüncü kişiye satılarak teslim edildiği, bu satıştan önce açtığı ifa davası reddedilmiş olduğu gerekçesiyle taşınmazın dava tarihindeki değerine göre zararının ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalınnın taşınmazın teslim edilmeyeceğini bildirmesi üzerine, davacının edimini aynen yerine getirilmesinden vazgeçerek sözleşmeden döndüğünü ve menfi zararını istediği kabul edilmek suretiyle davacı tarafından taşınmazın teslimi için dava açıldığı 1979 yılı rayiçlerine göre taşınmaz değeri olan 50.000 lira üzerinden davacının uğradığı 17.000 liralık zararın ödetilmesine karar verilmiştir.
2 - Davacı, davalının satış akdine aykırı davranması ve taşınmazı teslimden kaçınması üzerine, mahkemenin kabulünün aksine, sözleşmeden dönmemiş ve daha önce açtığı ilk dava ile 33.000 liralık satış bedelinden 28.000 lirayı ödediğini, 5.000 lirayı mahkemenin münasip göreceği yere tevdie hazır olduğunu bildirerek taşınmazını kendisine teslimine karar verilmesini istemiştir. İlk davanın satışın tekemmül etmediği ve zilyetliğin geçirilmediği nedeniyle mahkemece reddi üzerine açtığı bu davada da, 33.000 liraya satın aldığı bu evin bugün 150.000 lira değerinde olduğunu öne sürerek 117.000 lira zararının ödetilmesini istemiştir.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi, davacı sözleşmeden dönmemiş, önce taşınmazın teslimini istemiş, sonrada taşınmazın dava tarihindeki değerine göre zararını belirlemiş ve olumlu tazminat istemiştir.
Davalının temerrüdü üzerine davacı Konya ikinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1979/1085 sayılı dosyası ile açtığı ilk davada satın aldığı tapusuz taşınmazın kendisine teslimine karar verilmesini istemiş ve mahkeme önce istek gibi eseri davacıya teslimine karar vermişse de, bu hüküm Yargıtay 8. Hukuk dairesi'nce satışın tekemmül ettiği ve zilyetliğini davacıya terk ve teslim edildiği hususu belirlenmediğinden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ve bozma kararına uygun mahkemece açılan ifa davası reddedilmiştir.
İnceleme konusu bu davada taraflar ve davanın dayandığı sebep ve vakalar eski davanın tarafları ve sebebi ile aynı olduğu gibi davanın müddeabihi de daha önce görülüp kesin hükme bağlanmış davanın müddeabihi ile aynıdır. İlk davada taşınmazın aynen teslimi istenmiş, ikinci davada ise olumlu tazminat olarak taşınmazın değerinin ödenmesi dava edilmiştir. O halde eski ve yeni davaların dava konusu da aynı olmaktadır.
Bu nedenlerle olayda HUMK. nun 237. maddesi anlamında kesin hüküm vardır. Bu davanın anılan yasa hükmü uyarınca kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir. Çünkü bir davada verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı konuda ve aynı dava sebebine dayanılarak aynı taraflar arasında yeni bir dava açılamaz. Bir davada kesin hüküm bulunmaması, dava şartalarındadır. Bir dava hakkında hüküm bulunduğu mahkemece re'sen nazara alnırak ve kesin hüküm bulunuyorsa davanın dinlenebilmesi şartlarına gerçekleşmediğinden dolayı dava red edilmek gerekir.
Bu itibarla mahkemenin olayda davanın esaasına girmeden kesin hüküm itirazını incelemesi ve kesin hüküm bulunması nedeniyle davayı mesmu olmamdığından dolayı reddine karar vermesi gerekmektedir.
Açıklanan bu yönler gözetilmeden işin esasına girişilmesi ve isteğin kısmen kabulü yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
3 - 2. bentde yazılı bozma nedeninin mahiyetine göre, davalının diğer temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ikinci bentde gösterilen nedenle kararın BOZULMASINA, üçüncü bentde yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazları ile davacının temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, istek halinde peşin harcın iadesine, 5.10.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.