 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/3816
K: 1984/5633
T: 24.09.1984
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar, davalıdan satın aldıkları daireye sözleşme gereği yapılması gerekli mutfak ve banyonun fayans ve kalebodurları ile yatak odalarının iki gömme dolabının davalının yapmadığını, bunları sonradan kendilerinin yaptırdıklarını, dairenin teslim için öngörülen 15.1.1981 gününden sonra 28.9.1981 tarihinde teslim edildiğini, satın almadan dolayı borçları kalmadığı halde kendilerinden daha 700.000 lira istenmiş olması nedeni ile müteessir olup manevi zarara uğradıklarını öne sürerek 376.850 lira alacak ve tazminatla birlikte manevi tazminat olarak da 100.000 liranın hüküm altına alınmasını istemişlerdir.
Davalı, dairenin sözleşme koşullarına uygun biçimde ve süresinde teslim edildiğini, belirtilen noksanlıklar olsa bile BK. Md. 359-362 hükümlerine göre davacıların kabulü bulunduğundan, sorumluluğunun kalmıyacağını savunmuştur.
Mahkemece, davacılar tarafından yaptırılan gömme dolap bedeli 83.800 lira, alınan fayans bedeli 52.857 lira ile 15.1.1981 günü yerine sekizbuçuk aylık gecikme ile 28.9.1981 tarihinde teslin edilmesi nedeni ile aylık cezai şart 15.000 liradan 127.500 lira tazminat ki, toplam olarak 264.157 liraya hükmedilmiş, fazla istekle birlikte manevi tazminat talebi de reddedilmiştir. Satım konusunu oluşturan dairenin 28.9.1981 gününde kendilerine teslim edildiği davacı tarafça kabul edilmiştir. Dava bedeli istenen eksik yapım dolap ve fayanslar açık ayıp niteliğindedir. Teslimden sonra bu ayıpların alıcılar tarafından derhal satıcı davalıya duyurulması gerekirdi. (BK. Md. 198/1.) Ne varki, davacılar bu kurala uymamış, teslim sırasında bu konudaki haklarını saklı tutmamışlardır. Teslimden çok sonra, 4.3.1983 gününde ve yaklaşık onaltıaylık süre geçmesine rağmen gönderilen ihtarname ile eksikliklerin duyurulmuş olması, B.K.'nun 198/2. maddesinde öngörüldüğü üzere teslim alma günündeki hali ile daireye kabul etmiş sayılmasını önlemez. Bu durumda davalının sorumluluğu sözkonusu olamaz.
Mahkemece bu yön üzerinde durularak davanın reddi cihetine gidilecek yerde, kabulü ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 24.9.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.