 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/2519
K: 1984/4266
T: 04.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı iki kendisine temlik etmediğini, açtığı tapu iptal ve tescil davaları sonunda adına tescilini sağladığını, ancak daha önce söz konusu dükkanlar kiraya verildikleri için teslim alma imkanı doğmadığını ileri sürerek dava gününe kadar yoksun kaydığı kira parası 239.200 lira, dükkanların şartnameye uygun yapılmamasından 142.091,52 lira ve başkası adına gereksiz vergi ödemiş olması nedeniyle 12.568 lira olmak üzere toplam 393.859,52 liranın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, tapu iptal ve tescil kararlarının kesinleşmesiyle taşınmazın davacıya teslim edildiğini, davacının kaybı olmadığını, anlaşmayı fesih ederek davacıdan satış bedeli olarak aldığı parayı davacıya geri verdiğini, bu nedenle zararı söz konusu olmadığını, diğer isteklerin de yersiz bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporundaki tutarlar dava olunan tutardan fazla olduğundan ve istekle bağlı kalınarak davanın aynen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunammasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Medeni Kanunun 633. maddesi gereğince davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasında verilen hükmün kesinleşmesiyle satım konusu taşınmazın mülkiyeti davacıya geçmiştir. Bu suretle davalının satım aktinden doğan ifa edimini bu tarihte yerine getirdiği kabul edilmek gerekir. Bu tarihten sonra davacı yeni malik olarak taşınmazda oturan kiracılardan kira paralarını kendisine ödenmesini isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle davalının geç ifadan doğan tazmin borcu tescil kararının kesinleştiği tarihte son bulur. Davalı, bu devre için tahakkuk edecek kira parasını kiracıdan önceden peşin olarak tahsil etmemiş ise artık sorumluluğu için yasal bir dayanak bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, davalının kararın kesinleştiği tarihten dava gününe kadar olan devreye ait kira paralarını kiracılardan önceden tahsil ettiği araştırılıp tespit edilmeden kararın kesinleştiği tarihten sonraki devre içinde tazminatla yükümlü tutulması yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2. bentte gösterilen nedenle temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 4.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.