 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1984/1106
K: 1984/1509
T: 03.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, kiracısı olan davalının apartman genel giderlerinden borcu olan 62.600 TL.yı ödemeden kiralananın boşalttığını, bu miktarı kendisinin ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 62.600 TL. alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kira akdine göre yakıt ve kapıcı masraflarının kiralayana (davacıya) ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dava kabul edilmiş ve kararın temyizen incelenmesi davalı tarafça istenmiştir.
Davalının davacıya ait taşınmaz malda kiracı olarak oturduğu ve sonradan bu taşınmazı boşalttığı taraflar arasında anlaşmazlık konusu değildir. Davacı kira sözleşmesinin sözlü olduğunu ileri sürmüş davalı ise bu yeri davacının vekilinden kiraladığını savunarak yazılı bir kira sözleşmesi ibraz etmiştir. Davacı kira sözleşmesini kendisinin imzalamadığını ve vekil sıfatıyla imzalayan kişinin de vekili bulunmadığını ileri sürmüş ve bu kira sözleşmesini kabul etmemiştir. Mahkemece, davalının ibraz ettiği bu kira sözleşmesinin davacıya bağlamayacağı kabul edilerek isteğe aynen hükmedilmiştir. Vekalet hiçbir şekle bağlı değildir ve Borçlar Kanunu'nun 32 nci maddesinin II. fıkrasının 2 nci cümlesine göre de kendisiyle akit yapılan kişi, bir temsil ilişkisi bulunduğunu halden anlarsa temsilci bu sıfatını açıklamış olsa bile aktin hakları ve borçları temsil olunan kimseye ait olur. Kaldı ki; davalı davacının taşınmazında kiracı olarak oturduğuna ve davacı da bu kirayı itiraz etmediğine göre, davalının bu yerde bu bözleşmeye dayanarak oturduğunun aksi ispat edilinceye kadar kabulü zorunludur. Bundan ayrı, kiracıların genel giderlerden sorumlu tutulabilmesi ancak tarafların yapmış oldukları sözleşmede kararlaştırılmış olmasına bağlıdır. Davalının genel giderleri yüklenmiş olduğuna dair taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı gibi davalının bu yönde kabulü de yoktur. Öyleyse bu yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar kurulması usule ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 3.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.