 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1984/9476
K: 1984/10213
T: 10.10.1984
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün bozulmasına mutazammın 4.7.1984 tarih ve 7339-9102 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacılar vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.7.1984 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
K.H.K.nin 12. maddesine göre Yargıtay kararlarına karşı ısrar edilmez karar düzeltme talebinde bulunulamaz isede mümeyyizlerin istediği karar düzeltme olmadığı temyizi kabil olmayıp kesin olan ilamın bozulması suretiyle maddi hata yapıldığı ve bozma kararında neticeyle etkili maddi hatalar bulunması nedeni ile bu hataların düzeltilmesine ilişkindir. Öncelikle temyiz olunan hükmün temyiz kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususus halli gerekir. Maliklerin talebi kurulan taşınmazı mühürleme ve kayyumla idare yolundaki işleminin kaldırılmasına ilişkindir. Diğer bir deyimle mühürlemek ve kayyumla idare suretiyle masaya alınan taşınmazın masaya girmeyeceğine yöneliktir. Filhakika tasfiye kurulu tasarrufun geçersiz olduğu gerekçesi ile el koymuştur. K.H.K.nin 16. maddesi 1. bendi (a) fıkrasında açıklandığı gibi 14. madde gereğince geçersiz sayılan ve İİK.nun 277. ve onu izleyen maddeleri uyarınca iptal edilen işlemler nedeni ile gerçek kişi bankerlere ve yöneticilerine tüzel kişiler bankerlerin tüzel kişilikteki sermaye paylarına bakılmaksızın ortakların yönetici ve deneticilerin dönen mal hak ve alacaklar ile mevcut mal hak ve alacakları tasfiye masasına girer.
Tasfiye kurulu tüzel kişi bankerlik kurulunun ortağı olan K.C.'ın üçüncü kişiye kiralamak suretiyle hakkını devretmesinin geçersiz olduğundan bahis ile İİK. nun 277 ve takip eden maddelerine göre iptal hakkında bir dava açmamış ve o konuda bir karar istihsal etmemiştir. O halde yukarıda açıklanan 16. madde hükmüne göre masaya dönen bir haktan söz edilemez.
K.H.K.nin 12. maddesi iptal davası sonunda verilen kararların temyizinin kabil olduğu öngörülmüş bunun dışında tasfiye işlemleri nedeni ile ortaya çıkacak şikayet ve uyuşmazlıkların çözümü hakkındaki kararların temyiz kabiliyeti olmadığını kabul etmiştir. 12. maddenin kapsamının genişletilmesi de mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle tasfiye kurulunun 15.3.1984 tarih 1983/3-3 sayılı kararının iptali ile kayyum tayini ve mühürleme bölümlerinin kaldırılmasına dair talep dairesinde verdiği kararın temyiz kabiliyeti yoktur. Bu duruma rağmen verilen hükmün temyiz kabiliyeti bulunmadığı halde yargıtayca kesin olan mahkeme hükmünün bozulması maddi hataya dayalı buluduğundan isteğin kabulü ile 4.7.1984 tarih 7339-8102 sayılı yargıtay bozma ilamının kaldırılarak istanbul 4 numaralı tasfiye kurul başkanlığının 9.5.1984 tarih 568,344 sayılı ilama karşı vaki a21.5.1984 tarihli temyiz isteğinin reddine verilen kararın mahiyeti itibariyle bozma kararında yazılı maddi hataya müstenit olduğu bildirilen kısımlar hakkında karar ittihazına mahal olmadığına 10.10.1984 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
27.3.1984 havale tarihli dava dilekçesi ile; tasfiyesi yapılmakta olan (C.) A.Ş. nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı (K.E.C.)'in ilgisinden dolayı davacılara ait hastahane binasının işletilmesi için kayyum tayini ve tedbir olarak mühürlenmesine vs. dair 4 numaralı tasfiye kurulunun 15.3.1984 tarihli kararının iptaline karar verilmesi istenmiştir.
9.5.1984 tarih 984/568-344 sayılı karar ile (davanın kabulüne, İstanbul 4 numaralı tasfiye kurulunun 15.3.1984 gün 983/3-3 sayılı kararının iptaline, özellikle kayyum tayini ve mühürleme bölümlerin de kaldırılmasına, diğer talepler hakkında karar ittihazına mahal olmadığına, hüküm kesinleşinceye kadar tedbirin devamına) karar verilmiştir.
Davalı tasfiye kurulu başkanlığının temyizi üzerine, dairemizce inceleme yapılarak karar esas yönünden bozulmuştur.
Bozma kararından, duruşma günü tayin edilerek taraf vekillerine tebligat yapılmasından sonra davacılar vekili 12.7.1984 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme yoluna gidebilmeleri için imkan sağlanmasını ve direnme kararının bundan sonra düşünülmesini istemiş, aynı günlü ara kararı ile bozma ilamının tebliğinden itibaren süresi içinde Yüksek Yargıtay başvurmalarına dair layihaları verdikleri takdirde dosyanın Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiş, 18.7.1984 havale tarihli dilekçe ile davacılar vekili özet olarak (hükmün tenmyiz kabiliyetinin bulunmadığına, maddi hataya düşülerek ve yanlış tavsif yapılarak temyiz incelemesi yapıldığını, ayrıca bozma ilamında maddi hatalar bulunduğunu) öne sürerek karar düzeltme isteminde bulunmasının mümkün olduğunu, K.H.K. nin 12. maddesinin uygulanamayacağını beyanla karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
18.7.1984 tarihli dilekçe doğrudan doğruya karar düzeltme isteğine havi bir dilekçedir. Maddi hataya düşülmesi nedeni ile karar düzeltme isteme haklarının meydana geldiği öne sürülmüş ve altıncı sayfada açıkça karar düzeltme yolunun açık olduğu belirtilmiştir. Çoğunluğun isteği karar düzeltme niteliğinde olmadığı şeklindeki kabulüne katılmak mümkün değildir.
Temyiz olunan kararın temyiz kaabiliyeti vardır. Dava iptal davası olarak açılmış,bu niteliğine göre duruşma yapılmış ve böyle tavsif edilerek Yargıtay yolu açık olmak üzere tasfiye kurulu kararının tümünün iptaline karar verilmiştir.
İptali dava olunan tasfiye kurulu kararı sadece çoğunluğun kabulü gibi kayyum tayini ve mühürleme işlemleri ile ilgili, tasfiye işlemleri ile ortaya çıkan şikayet ve uyuşmazlıkları halleden dar kapsamlı bir karar değildir. Tarafların hukuku ile ilgili, bir tarafta mülkiyet hakkına ilişkin, bir tarafta masanın aktifini büyük ölçüde etkileyecek nitelikte geniş kapsamlı bir karardır.
Bu nitelikteki kararın iptali için açılan iş bu dava 12. madde kapsamındaki iptal davası niteliğindedir.
Esasen tasfiye kurullarının her türlü kararlarının iptali için açılan davalar ilk uygulamadan itibaren K.H.K. nin 12. maddesi kapsamında olan iptal davaları niteliğinde görülmüş ve tümü Yargıtay incelemesine tabi tutulmuştur. Aksine bir karar yoktur.
Esas kararın, davalı tasfiye kurulu tarafından yemyiz edilmesi üzerine, yemyiz dilekçesine verilen 31.5.1984 tarihli cevap layihasında şimdi karar düzeltme isteğinde bulunan davacılar vekilleri, kararın kesin olduğu yolunda bir iddiada bulunmamışlar, aksine tasfiye kurulu başkanlığının yersiz ve hukuka ters düşen temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması karar verilmesini istemek suretiyle temyizinin mümkün olduğunu kabul etmişlerdir.
SONUÇ: Dava, K.H.H. nin 12. maddesi kapsamında olan bir iptal davası niteliğindedir. Bu nitelikteki iptal davaları sonunda verilen kararların temyiz kabiliyeti vardır.
Aynı maddenin 12/2 fıkrasına göre bu kararlar hakkında verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme isteme yolu kapalıdır. Karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmek gerekir iken kabulü ve bu konudaki Tevhidi içtihada da aykırı olarak dosya karar için mahalli mahkemeye gönderilmeden temyiz isteğinin reddine karar verilmesine karşıyım.