Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1984/6481
K: 1984/9882
T: 02.10.1984
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 21.5.1984 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tahliye istemiyle açılan icra takibi, tahliye taahhüdüne dayanmaktadır. Borçlu itirazında, takip dayanağı belgedeki imzasını ve belgenin düzenlenmesi ile ilgili tarihi inkar etmemiş,bunların noterce tasdik edilmemiş olduğunu, mal sahibinin el yazısı ile doldurulan tarihlerin geçersiz bulunduğunu, yıllardan beri taşınmazda oturduğunu, mal sahibinin kirayı istediği gibi artırmayı amaçladığını, "kira konusu şumulüne giren bir taşınmazın" ilamsız takip yolu ile tahliye edilemeyeceğini ileri sürmüş, vekili de duruşmada, Yargıtay kararlarına genel olarak atıfta bulunarak "sözleşme ilk defa yapılmıştır. Bu nedenle tahliye taahhüdü geçerli değildir" demiştir.
4.10.1944 gün ve 1944/15, 20 esas 1944/28 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı özetme "Belirtilen sürenin sonunda kiralanan taşınmaz malın boşaltılacağına dair kira sözleşmelerine konulacak koşullar ve yükümlülüklerin, Milli Korunma Kanununun yürürlükte kaldığı sürece geçerli olamayacağına" ilişkindir.
Milli Korunma Kanununun taşınmaz kiraları hakkındaki özel kuralları, bu Kanunun 30. maddesinde yer almakta idi. Bu madde, en son, 11.8.1944 tarihinde yürürlüğe konan 4648 sayılı Kanunla değiştirilmiş, son biçimi ile yürürlükte iken, yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararına dayanak olmuştur. Her ne kadar, Milli Korunma Kanununun bu 30. maddesi, suç ve cezaya ilişkin 56/VII. maddesiyle birlikte, 1.6.1955 tarihinde yürürlüğe konan "gayrimenkül kiraları hakkında" ki 6570 sayılı Kanunu 17. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ise de, kuralları, konuyu aynı amaçla düzenleyen 6570 sayılı Kanunda önemli ölçüde yeralmıştır. Nitekim, Milli Korunma Kanununun 30. maddesini IV. fıkrasının (b) bendinde, "kiracı tarfından tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen gayrimenkul tahliye edilmezse" şeklinde belirtilin durum, 6570 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine aynı anlatımla, tekrarlanan "gayrimenkul" sözcüğü hariç, diğer bütün sözcükleriyle aktarılmış ve tahliye nedeni sayılmıştır. Ancak, bu nedene dayanılarak tahliyenin istenebileceği zaman her iki hükümde de aynı değildir. Milli Korunma Kanununa göre sözleşilen kira süresinin sona eriş tarihinin beklenmesi gerekir iken, 6570 sayılı Kanunda, tahliye için belirlenen tarihin ertesi günü istemde bulunulabilir.
Üzerinde durduğumuz İçtihadı Birleştirme Kararı halen yürürlükte midir? Milli Korunma Kanununun dayanılan maddesi ve tümü yürürlükten kalkmış olduğuna göre, bu soruya olumlu yanıt vermek mümkün değildir. Buna karşın birbirini izleyen düzenlemelerin aynı amaca yönelik ve kuralları benzer oluşu, bu kararın içerdiği görüşleri, bugün için de geçerli ve etkin kılmaktadır. Sözü geçen İçtihadı Birleştirme Kararının müzakerelerinde, Yazlıklara (sayfiyelere) ilişkin kira sözleşmelerinin özel ve ayrık durumlarına değinilmiş, bunlar hakındaki uygulamaların farklı olabileceği karşıt görüşlülürcede kabul edilmiştir. Kararın sonuç bölümünde, ".. hadislerin çoğunda kiracı bu şartı bir mesken yahut sanat ve ticaret yeri bulmak ıztırarıyla kabul ve imza eder" biçimde yer alan cümlede zorunluk (ıztırar) halini konut ve işyeri gereksinmeleri için düşünüldüğünü göstermektedir.
Ülkemizde yapı üretimi öteden beri sayısal olarak, gereksinilenin gerisinde kalmakta, süre gelen bu açık, kişilerin barınma ve gecikme gereksinimleriyle birleşince bilinen bunalım oluşmaktadır. Toplumun ekonomik açıdan zayıf olan kesimi, bu ortamda korumasız bırakılamayacağı için, yasa koyucu, olaya konut ve işyeri bunalımı başgösterdiği andan itiberen, kamu düzeni düşüncesiyle müdahale etmiş ve konuyu düzenlemiştir. Ancak, bu koruma mutlak ve sınırsızda değildir (Bkz. 6570 sayılı Kanunun 1. maddesi, özellikle bu maddenin son fıkrası ve 13. maddesi).
Konut ve işyeri gereksinimi, vazgeçilmez, başka türlü karşılanamaz, zorunlu gereksinimlerdendir. İlk kira sözleşmesi yapılırken bu tür zorunlukların etkisi altında bulunan kiracının, gereksiniminin niteliği ve sürekliliği ile bağdaşmayan yüküm ve koşullar üslenmesi, tahliye bildiriminde bulunması olasıdır. Bu durumlarda özgür iradeden söz edilemeyeceği asıl olup, bu değerlendirme yargısal varsayım kuralı haline gelmiştir.
Nevar ki, konut ve işyeri sağlanması amacı dışında kalan taşınmaz kiralamalarında durum değişiktir. Tatilin uygun mevsim ve yerlerde geçirilmesi için mevsimlik yada daha kısa süreli taşınmaz kiralamalarında zorunluğu yaratan barınma ve geçim için çalışma yeri ögeleri bulunmadığından, kiracının iradesinde, bu açıdan özgür olmadığı ileri sürülemez. Somut olaydaki gibi kira ile yazlık tutan kişi sözleşmeyi gerçekleştirmek zorunda değildir. Yaz mevsimini yada mevsiminin bir bölümünü, uygun bir deniz kıyısında geçirmeyi diliyorsa, otel, motel, pansiyon ve kamplardan yararlanabilir, dahada olmazsa bu dileğinden vazgeçebilir.
Takip borçlusunun, taşınmazı konuta değil yazlık olarak kiraladığı,ayrıca konutunun bulunduğu taraflar arasında çekişmesizdir.
SONUÇ : Açıklanan bu nedenlere, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgeler ve temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararını İİK.nun 366. ve HUMK.nu 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 500 lira onama harcının temyiz edenden alınmasına peşin harcın mahsubuna, bakiye kalmadığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 2.10.1984 gününde onamada oybirliği, gerekçe bakımından oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Bankalar hukuku] go to this web-site 
  • 17.06.2025 10:32
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini