 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1984/638
K: 1984/3162
T: 19.03.1984
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 16.1.1984 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Müşterek çocuk ile boşanmış eş arasında boşanma ilamının üç numaralı bendinde belirtilen biçimde ve günlerde şahsi münasebet tesisine dair ilam gereği borçluya 55 örnek icra emri tebliğ olunmuştur. Borçlunun itirazı mevcut değildir.
İİK.nun 25/a maddesi uyarınca borçlunun alacaklı boşanmış eş ile çocuğun şahsi münasebette bulunmasına mani olduğunu gösteren herhangi bir iddia ve delil yoktur. Buna rağmen her hafta alacaklı icra memurunu aracı kılmak suretiyle borçlunun adresine gelindiği ve küçüğün baba alacaklıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
Adı geçen alacaklı memurluğa müracaatla çocuk teslimi sırasında beş sefer olmak üzere ödediği taksi ücreti ve memur yolluğu olarak 6000 TL.nın borçludan alınması için muhtıra çıkarılmasını, ödemediği takdirde haciz işlemine geçilmesini istemiştir. İcra memuru bu isteği anılan giderleri çoçuğun annesinin ödeyeceğine ait kanunda bir açık hüküm olmadığı gerekçesi ile reddetmiştir. Bu karara yönelik şikayet merci önüne getirilmiş ve memur kararının iptaline dair merci kararı temyiz olunmuştur.
Çocukla şahsi münasebet tesisine dair ilamın icrası İİK.nun 25/a maddesi hükmü dairesinde yerine getirilir. Şahsi münasebet tesisine dair infazın yerine getirilmesi için, diğer bir anlatımla çocuğun kendisinde bulunmayan taraf teslimi için yapılan giderlerin kime ait olacağı noktasında çıkan uyuşmazlığın çözümlenmesi lazımdır. Şahsi münasebet tesisine yönelik giderlerin genel takip giderleri gibi düşünülmesi yerinde olamaz.
BK. nun 73. maddesinin 3 numaralı bendinde açıklandığı gibi anılan maddenin 1 ve 2 numaralı bentleri dışında kalan borçların borçlunun bulunduğu yerde itfa zorunluluğu vardır. Hal böyle olunca çocuğun nezdinde bulunduğu ana veya babadan alınıp diğer tarafa teslim işleminin çocuğun ve borçlu kişinin bulunduğu yerde gerçekleşmesi gerekir. O halde çocuğun diğer tarafla olan ilişkisini sağlamak için icra dairesine getirilmesi veya alacaklı olan ve talepte bulunan tarafın ikametgahında teslim edilmesi düşünülemez. Zira bu tarz düşünce tarzı çocuğun yararına ve her şeyden evvel korunması gereken sıhhi durumuna da uygun düşmeyecektir. O halde istek sahibi ana veya baba çocuğun bulunduğu yere gitmek ve oradan çocuğu teslim almak ve yine aynı şekilde ve yerde teslim etmek yükümlülüğü altındadır. Hal böyle olunca istek sahibi çocuğu teslim almak ve teslim etmek için yaptığı giderleri de üstlenmek zorundadır ve teslim etmek için yaptığı giderleri de üstlenmek zorundadır ve diğer taraftan isteyemez. Meğer ki, teslim işlemine diğer tarafın yani çocuğun elinde bulunduğu ana veya babanın mani olduğu iddia ve ispat edilmiş olsun.
Yukarıda işaret edildiği gibi olayda çocuğun annesi tarafından bir engelleme yapılmamıştır. Borçlu ana çocuğun teslimi için alacaklı babanın yaptığı giderleri bu durumda yüklenmek zorunda değildir. Merciin aksine olan görüşünde isabet yoktur. O halde merci kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeye göre davalı borçulunun temyiz itirazının kabulü ile merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.3.1984 günüde, oybirliğiyle karar verildi.