 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/667
K: 1984/654
T: 09.02.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 19.10.1983 tarih ve 1230-663 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği alaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete, sigortalı davalıya ait araç ile üçüncü bir şahsa ait aracın çarpışması neticesinde davalıya hasar tazminatı olarak (302.000) lira ödendiğini, üçüncü şahıs aleyhine açılan rücuan tahsil davasına sigortalının bütün hasar ve zararlarını alarak bu şahsı kesin şekilde ibra ettiği gerekçesiyle reddedildiğini, davalının zararını mükerreren tahsil ettiğini bildirerek, ödenen (302.000) liranın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, davacı sigorta şirketinden (302.000) lira kazaya karışan diğer araç sahibinden de (575.000) lira aldığını, diğer araç sahibinin kendisine mahiyetini bilmediği bazı belgeler imzalattığını, davacı sigorta şirketinin kendisinden ancak karşı taraftan aldığı (75.000) liranın istirdadını isteyebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya içindeki yazılı belgeler, İstanbul 4. Ticaret Mahkemesi'nin kararı göz önüne alınarak, davanın diğer araç sahibine ibraname verirken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı ve karşı araç sahibini tamamıyla ibra ettiği belirtilip, verdiği ibraname ile zararını sınırlandırdıktan sonra, gerek karşı taraftan, gerekse kendi sigortası olan, davacıdan herhangi bir talepte bulunmak hakkını haiz olmadığı gerekçesiyle (302.000) liranın tediye tarihinden itibaren yıllık % 10 faizi ile birlikte davalıdan tahsilini karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı sigorta şirketinin meydana gelen bu kaza nedeniyle davalıya sigorta tazminatı olarak (302.000) lira ödediği ve davalının dosyaya ibraz edilen 22.7.1980 tarihli ibraname ile kazaya karışan diğer araç malikini ibra etmiş olduğu hususları ihtilafsız bulunmaktadır. Davalı böyle bir ibraname düzenleyip vermekle, şüphesiz kendi sigortacısı olan davacının halefiyet hakkını ihlal etmiştir. Bu nedenle sigorta şirketinin TTK.nun 1301. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak, davalı aleyhine böyle bir dava açmaya hakkı vardır. Ancak, bu kabil davada da sigorta şirketinin olaya sebebiyet veren üçüncü şahıstan halefiyet yolu ile talep edebileceği tazminatın miktarının tesbiti önem taşımaktadır. Zira TTK.nun 1278. maddesi hükmüne göre sigortacı kural olarak sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurundan doğan hasarları dahi tazminle mükelleftir. Buna göre, sigorta ettiren kazanın meydana gelmesinde kısmen kusurlu olduğu takdirde davacı sigorta şirketi, bu kusur oranına tekabül eden tazminat miktarını, TTK.nun anılan madesi ve sigorta poliçesi gereği olarak sigorta ettirene ödemek durumunda olduğundan, açacağı rucu davasında bu miktar için bir istemde bulunamayacak demektir. Bir başka deyişle sigortacı kazaya karşı üçüncü kişiden o kimsenin ancak kusuru oranında talepte bulanabilecektir. Nitekim davacı sigorta şirketi dahi İstanbul 4. Ticaret Mahkemesi'ne açmış olduğu 1980/608 esas sayılı rücu davasında üçüncü kişiden (o davanın davalısından) 4/8 kusur oranını dikkate alarak sigorta ettirene ödediği meblağın yarısını (151.000) lirayı talep etmiştir.
Bu duruma göre mahkemece yapılacak iş; davalı bu kusur oranını kabul ettiği takdirde davacının rücu davasında talep ettiği miktarının tahsiline karar vermek, aksi halde yani davalının kusur oranına itiraz etmesi halinde, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılarak tespit edilecek kusur oranına göre davacının üçüncü kişiden istiyebileceği miktar ne ise ona hükmetmekten ibarettir.
Yukarıdan beri açıklanan bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde istemin aynen kabulü doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.2.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.