 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/6507
K: 1984/6608
T: 28.12.1984
DAVA : Hasan ile...Yonga Levha ve Ağaç San. A.Ş. arasında çıkan davadan dolayı (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 14.5.1984 gün ve 212-280 sayılı hükmü onayan dairenin 11.10.1984 gün ve 4731-4624 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, vekiledenin sermaye artırımı nedeniyle rüçhan hakkını kullanarak satın almayı taahhüt ettiği 1000 lira nominal değerli 18.750 adet hisse senedi bedeli olarak davalıya ödenen ve kanuni şart gerçekleşmediğinden davalının sebepsiz olarak iktisap ettiği 18.750.000 liranın % 10 faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 11.10.1984 tarih ve 1984/4731-4624 sayılı kararı ile onanmıştır. Davacı vekili karar düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
Dava, sermaye artırımı merasimini uzun zamandan beri yerine getirmeyen davalı şirkete, davacı tarafından katılma taahhütnamesiyle taahhüt edilip tamamı nakden ödenen rüçhanlı pay bedelinin, sermaye çoğaltılması şartının gerçekleşmemesi nedeniyle iade edilmesi istemine ilişkindir.
29.4.1983 tarihli katılma taahhütnamesi içeriğinden, davalı şirket genel kurulunun 24.3.1983 tarihli toplantısında, şirket sermayesinin 125.000.000 lira artırılarak 300.000.000 liraya çıkarılması ve artırılan sermaye karşılığı beher hissenin 1.000 lira kıymetinde olmak üzere 125.000 adet hissenin nominal değer üzerinden ihracına ve çıkarılacak hisselerin % 25'inin nakden ve tamamen tediye edilmek şartı ile rüçhan hakkını kullanan hissedarlara teklif edilmesi kararlaştırıldığı, davacının artırılan sermayeye 18.750 adet pay ile katılmayı, taahhüt edilen hisse bedelinin % 25'i tutarı olan 4.687.500 lirayı nakden ve geri kalan pay bedellerini, şirket ana sözleşmesindeki hükümler gereğince yönetim kurulunca talep edildiği zaman ödemeyi ve bu icabi ile 31.12.1984 tarihine kadar bağlı kalmayı taahhüt ettiği, taahhüt edilen 18.750.000 lira rüçhanlı pay bedelini 22.6.1983 tarihinde beş milyon ve 26.7.1983 tarihinde 13.750.00 lirayı şirkete yatırmak suretiyle tamamını ödediği anlaşılmıştır.
Yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle esas sermayenin artırılmasına karar verilmiş olması itibarıyla, artırma merasiminde anonim şirketlerin kuruluşuna ait hükümler geçerli olur (TTK.392/2). Sermaye yatırılırken taahhüt edilen payın nakit kısmının - kural olaak - sadece 1/4'inin bankalara tevdii ve mektup alınması sağlanarak ödenir (TTK.288,392). Geri kalan ve pay sahibinin borcunu teşkil eden miktar ya sözleşmede öngörülen zamanlarda veya yönetim kurulunca belirlenen tarihlerde ödenmesi gerekir.
Dava konusu olayda, davalı şirket yönetim kurulu 7.10.1983 gün ve 143 sayılı kararı ile rüçhan hakkı pay sahibi ortakların taahhütlerinin dörtte birini 14.10.1983 tarihine kadar şirket merkezine ödemeleri kararlaştırılmış ve daha sonra artırılan sermaye payı taahhütlerinin ikmal edilememesi nedeniyle yönetim kurulu için ilk apel borcunun yatırılması yönünden 16.4.1984 tarihine kadar yeni bir önel vermiştir. Davacı ve bir kısım hissedarlar apel (başvurma) olmadan geri kalan rüçhan hakkı pay taahhütlerini kendi istekleri ile şirkete ödemişlerdir.
Sermaye borçlarının ödettirilmesinde eşitlik prensibi uygulanır. Şirket anasözleşmesinde aksi kabul edilmediği takdirde, anonim şirketlerde kar payları, ödenmiş sermaye oranında paylaşılacağından (TTK.456) zamanından önce yapılan ödeme kardan yararlanmada değişik ve fazla bir hak tanınması sonucunu doğurabileceğinden, eşitlik ilkesini bozabilir. Bu nedenle apel olmadan yapılan ödemelerin kural olarak kabul edilmemesi gerekir (Prof. H. Domaniç, Anonum Şirketler, sh. 721; Prof. Proy-Tekinalp -Çamoğlu,Ortakları Hukuku, 1975, sh. 486).
Diğer taraftan tamama taahhüt edilmiş bulunan artırılan sermayenin nakil kısmının dörtte biri usulüne uygun olarak T.C. Merkez Bankası'na veya diğer muteber bir bankaya tevdi ve durum tevsik edilmemiş olmadıkça başka safhaya geçilemez (TSN.m61).
Davacının 10.1.1984 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamesine rağmen, talep hakkı doğmadan ödenen sermaye taahhüt payı da dahil olmak üzere yapılan ödemelerin, davalı şirket tarafından usulüne uygun olarak bir bankaya yatırılıp bloke edildiği kanıtlanmadığı gibi ileri de sürülmemiştir. Şu hale göre henüz sermaye artırımı ile ilgili işlemler tamamlanıp, mahkeme onayı alınmamış, sermaye artırımı tescil ve ilan da edilmemiştir. Bu nedenle davalı şirket rüçhan hakkı sahibi davacıdan ancak taahhüt edilen hisse bedelinin dörtte birini teşkil eden 54.687.500) lirasını istemeğe hakkı olup, davacı icap niteliğindeki bu katılma taahhütnamesi ile 31.12.1984 tarihine kadar bağlıdır. Geri kalan dörtte üç sermaye taahhüdü alacağının talep hakkı, henüz doğmamıştır. Diğer bir anlatımla, davalı şirketin sermaye artırımı merasimini tamamlamamış ve apel kararı da almamış olması bakımından davacının rüçhan hakkını kullanabilmesi için yatırması gereken dörtte bir hisse bedeli dışında borçlu olduğu ve dolayısıyla şirketin bunu talepte bulunabileceği düşünülemez. Davacı bunu herhangi bir mecburiyeti olmadan şirkete ödemiş olduğundan fazla yatırdığı bu paranın iadesini talep etmekte haklıdır. Bu nedenle taahhüt edilen rüçhanlı pay bedelinin dörtte üçüne tekabül eden (14.062.500) liranın, temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte geri verilmesi gerekir.
Katılma taahhüdünün şirket tarafından kabulü ile taahhütte bulunan kimse de pay sahibi sıfatını kazanamaz. Bu sıfatın kazanılabilmesbi için sermaye çoğaltılmasının ticaret siciline tescili şarttır. Sermaye artırımının tescilinden önce şirket iflas ederse, sermaye artırımı işlemlerine devam edilmesi ve bunun tescil ve tekemmülü imkansız hale geleceğinden iştirak taahhüdü hükümden düşer (E. Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Sermaye Artırımı, Sh.59). Bu itibarla sermaye artırımı usulen tescil ve ilan edilmedikçe, şirket sermayesine dahil olmamış bulunmasına göre TTK.nun 405. maddesindeki (sermaye payının) geri alınamayacağına ilişkin kural burada uygulanamaz.
Yukarda açıklanan nedenlerle, taahhüt edilen sermaye payının dörtte üçünce tekabül eden (15.062.500) liranın davacıya iadesi gerekirken davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu yönden hükmün bozulması icabederken her nasılsa onandığı anlaşılmakla, davacının buna ilişkin karar düzeltme istemi HUMK.nun 440. maddesine uygun olduğundan kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 11.10.1984 gün ve 1984/4731-4624 sayılı onama kararının yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının karar düzeltme isteyene iadesine, 28.12.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.