Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/4926
K: 1984/5068
T: 26.10.1984
DAVA : Necati ile...Mak. Koll. Şti. arasında çıkan davadan dolayı (Mersin 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 16.12.1983 gün 61-387 sayılı hükmü onayan dairenin 9.5.1984 gün ve 1969-2716 sayılı ilamı aleyhinde davalı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı koll. şti'nin % 20 pay ortağı olan müvekkiline 1979 yılı kar ve zarar cetvelinde (388.565,10) lira kar pay tahakkuk ettirildiği halde davalının bunu ödemekten kaçındığını ileri sürerek işlemiş temerrüt faiziyle birlikte (419.000) lira olarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket cevabında, davacının kar payı alacağı bulunmakla birlikte davacının müvekkili şirkete alacağından fazla borçlu bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm, Dairemizce onanması üzerine davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yürürlükte bulunan 6752 sayılı TTK.nun 197. maddesi hükmüne göre ikiden fazla ortaktan oluşan kollektif şirketlerde haklı sebebe dayalı ihraç kararı verilmesi yetkisi diğer ortaklara tanınmış, olup hakkında ihraç kararı alınan ortağa ise bu karara karşı itiraz davaları açma hakkı kabul edilmiş bulunmaktadır. Oysa, eski TTK.nun 192. maddesi uyarınca ancak diğer ortakların açacakları çıkarma davası sonucunda mahkemece ihraç kararı verilmesi ile bir ortağın kendi rızası dışında ortaklıktan ayrılması mümkün kılınmış bulunuyordu. Eski Ticaret Kanununda yer alan bu hükmün, iki kişilik ortaklarla ilgili meri TTK.nun 199. maddesinde muhafaza edilmiş bulunmasına nazaran ikiden fazla ortaklı kollektif şirketlerde mahkemeye başvurma yolu ile ihraç hakkının mevcut bulunduğunun kabulü ancak, mevcut düzenleme dışında şirketin genel hükümlere dayanarak ihraç davası açabilme hakkına sahip olmasına bağlı bulunmaktadır. Nitekim uygulamada da kollektif şirketin TTK.nun 197. maddesindeki ortaklarca ihraç kararı alabilme ilkesi dışında genel hükümlere dayalı ihraç davası açabileceği kabul edilmiş bulunmaktadır (Tic. Dairesi 8.5.1972 T. 972/2242-2304 sayılı, 11. HD., 30.11.1983 T. 83/4685 E. 83/5412 K. sayılı ve HGK., 26.10.1981 T. ve 80/11-2341-694 sayılı kararları). Kollektif şirketten, kendi rızası ile veya diğer ortakların aldığı ihraç kararı ile ayrılan ortağın kar ve tasfiye payının, çıkmanın talep olunduğu veya ortağın çıkarıldığı tarihteki şirket mevcuduna göre hesaplanacağı TTK.nun 202. maddesinde düzenlenmiş ise de, ikiden fazla ortaklı kollektif şirkette ortağın mahkemeden ihracı halinde ayrılan ortağın payının hangi tarihteki esasa göre hesaplanacağı yolunda yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Esasen, yukarıda da açıklandığı gibi, yasada öngörülmeyen bir ihraç şekli için aynı yasada bu konuda düzenleme getirmesi de düşünülemezdi. Bu gibi durumlarda, mahkemenin vereceği ihraç kararı, kurucu (inşai) nitelikte bir karar olduğundan, bu kararın kesinleşme tarihine kadar (hatta sicile tescil ve ilan tarihine kadar) çıkarılan ortağın sorumluluğu devam ettiğine göre, ortağın kar payının hesabında da ihraç kararının kesinleşme tarihinin esas alınması menfaatler dengesi bakımından da tercih olunması gerekmektedir.
Dava konusu olayda da davacıyı ortağı bulunduğu beş kişilik kollektif şirketten, şirketin diğer ortakları yasanın kendilerine tanıdığı ihraç kararı alma yoluna gitmeyerek bu imkanın dışında, genel hükümlere dayalı ihraç davası açma yoluna başvurarak ve mahkeme kararı ile ihraç etmiş bulunmaktadırlar. O halde, şirket ortakları yasanın (TTK. 197/1) kendilerine tanıdığı ihraç kararı alma imkanını kullanmadıklarına göre, aynı yasanın 202. maddesindeki kar payı hesabının düzenlenmesindeki şirket yararına olan ilkelerden faydalanmaları mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalı şirket vekilinin davacının kar payının hesabında, onun şirketten ihracı konusunda açılan davanın, ikame tarihinin nazara alınması gerektiği yolundaki savunmaların mahkemece kabul edilmeyişinde yasaya ve usule bir aykırılık görülmemiştir. Davalı şirket vekilince kendi savunmasına dayanak gösterilen Daire kararı ise, ortağın kendi talebiyle şirketten çıkması, davasına ilişkin olup, dava konusu olayla bir benzerliği bulunmamaktadır. Kaldı ki, davalı şirketin, davacı hakkında açtığı ihraç davası tarihinden sonra, davacı 13.10.1980 tarihli ihtarnamesi ile 1979 yılı için şirkette tahakkuk eden (388.565,10) liralık kar payının ödenmesini şirketten talep etmiş, davalı şirket ise, noter kanalı ile davacıya gönderdiği 25.11.1980 tarihli cevabı ihtarnamesinin (1) ve (4) numaralı bendlerinde davacının iddia edilen miktar kadar kar payının tahakkuk ettiği kabul ve ikrar edilmiş bulunmaktadır. Davalı vekili tarafından mahkemeye verilen 4.8.1981 tarihli layıhanın (2) numaralı bendinden davalı şirketin 3.9.1980 tarihli kararı doğrultusunda davalıya gönderildiği anlaşılan bu cevabi ihtarname ile davacının, bu davada talep ettiği miktar kadar kar payının tahakkuk ettiğinin kabul ve ikrar edilmiş bulunmasına nazaran, mahkemece davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm bu yönden de isabetli bulunmaktadır.
O halde, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme istemlerinin HUMK.nun 442. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme istemlerinin (REDDİNE), alınmadığı anlaşılan 1000 lira karar düzeltme harcının ve 1500 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 26.10.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Emlakçı dolandırıcılığı 
  • 22.06.2025 06:35
  • [Ceza davaları] Kripto Transferi Nedeniyle 7258 Sayılı Kanundan Yargılanıyorum – Yardımcı Olur Musunuz? 
  • 18.06.2025 04:12
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini