 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/4466
K: 1984/6101
T: 07.12.1984
DAVA : (B.S.) ve müdahil (K.U.) ile S.S. Türkiye (..............) Mensupları Yapı Kooperatifi arasında çıkan davadandolayı İstanbul As. 4. Ticaret Mahkemesince verilen 21.12.1983 gün ve 796/919 sayılı hükmü onayan dairenin 24.5.1984 gün ve 1540/2996 sayılı ilamı aleyhinde davacı (B.S.) ve müdahil (K.U.) avukatlarınca karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı (B.S.) yönetim kurulunun eşitlik, iyiniyet ve yasa hükümlerine aykırı olarak bazı yönetim kurulu üyelerinin kur'a dışı bırakılarak onlara istedikleri dairelerin tahsis edilmesi şeklinde karar ve işlemin iptalini ve birleştirilen davada da davacılar (B.S.) ve (K.U.), kur'a çekimini onaylıyan 8.1.1983 günül genel kurulda alınan kararın iptalini istemişler, mahkemece her iki istek reddedilmiş, hüküm Dairemizin 84/1540-2996 sayı ve 24.5.1984 günlü kararıyla onanmıştır.
Davacılar karar düzeltem isteminde bulunmuşlardır.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve dava konusu 8.1.1983 tarihli genel kurul toplantısı iin daktilo ile düzenlenmiş, ticaret siciline tevdi edilmiş ve sahteliği de ileri sürülmemiş olan genel kurul toplantı tutanağında, davacının 1163 Sayılı Koopertaifler yasasının 53/1. maddesinde belirtilen anlamda muhalefetini zapta geçirttiğine dair hiçbir eyan ve açıklaması bulunmadığı gibi, karar düzeltme müzakereleri sırasında üzerinde tartışma açılan ve iki divan katibince el yazısı ile düzenlenen tutanaklardaki sayım ve dökümdeki red oyu kullananların tsbitine ilişkin (red) ve (tavsip etmeyenler) ibarelerinin, yasanın kastettiği anlamda bir muhalefet şerhi (karara aykırı kalma) olarak kabulünün mükün bulunmamasına, bu durum karşısında davanın açılabilmesi için gerekli (taplantı da hazır bulunup da... keyfiyeti tunaağa geçirtme) şartının yerine getirilmemiş olmasına, aksine düşünce tarzının yasaya ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına (11. H.D.nin 16.6.1983 tarih ve 2511/3138 sayılı, 26.2.1981 tarih ve 678/827 sayılı, 23.6.1977 tarih ve 4669/5531 sayılı, 6.5.1975 tarih ve 467-3185 sayılı kararları) aykırı bulunmasına, davacının daha önce yönetim kurul uşilmei aleyhine açmış olduğu davanın, davacıyı genel kurul kararının iptali davası açabilmesi için gerekli bu şartı yerine getirmekten vareste kılamayacağına ve esasen davacının istediği kuraya katılabilmesi için gerekli olan paranın belli edilen süre içinde kooperatifin banka hesabına intikal ettirememiş bulunmasına, nazaran davacı ve müdahil vekilinin yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacıların karar düzeltem isteğinin HUMK.nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 1000 lira karar düzeltem harcı peşin ödenmiş olduğundan bu harcın ve 1500 lira para cezasının karar düzetilmesini isteyenlerden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 7.12.1984 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı (B. S.), İstanbul As. 4. Ticaret Mahkemesinin 1982/796 sayılı dosyası ile, davalı kooperatifin aleyhine, kooperatif yönetim kurulunun dairelerin ortaklara dağıtımı ile ilgili kur'a ile tahsis işlemlerinin iptalini istemiştir. Davacılar (B. S.) ile (K. U.) bu kez İstanbul As. 4. Ticaret Mahkemesinin 83/98 esas sayılı dosyası ile yönetim kurulunun kur'a çekimi ve tahsis işlemine vaki itiraz üzerine, itirazın reddine ilişkin 8.1.1983 günlü Kooperatif genel kurul kararının iptalini istemişler, işbu ikinci dava dosyası, mahkemenin 30.3.1983 günlü kararı ile ilk dava dosyası ile birleştirilmiş ve davaya ilk dosya üzerinde devam olunmuştur.
I - Uyuşmazlıkların niteliğine göre ilk önce, genel kurul kararının iptaline ilişkin ve bu konuda mahkemece ittihaz edilen kararın incelenmesi gerekmektedir.
1 - Kur'a çekimi 17.7.1982 günü yapılmış, bu işleme davacılardan (B. S.) tarafından 1.8.1982 günlü dilekçe ile itiraz edilmiştir.
Bunun üzerine kooperatif yönetim kurulu 8.1.1983 gününde toplanarak olağan genel kurul toplantısı gündemine, 3. madde olarak kur'a çekimi konusunu koymuş, belli günde genel kurul toplanmış, genel kurul tutanağının 4 numaralı bendinde, kur'a çekimine ilişkin yönetim kurulu işlemi, 4 ret, 1 çekimser oylara karşı çoğunlukla uygun bulunmuştur.
Genel kurulun bu kararına karşı iptal davası 25.1.1983 tarihinde açılmış olmakla, 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesindeki bir aylık süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, genel kurulun kur'alara ilişkin ittihaz ettiği kararın iptalini talep edebilmek için toplantıda hazır bulunan ortakların karara aykırı (muhalif) kalarak keyfiyeti tutanağa geçirtmeleri gerektiği, oysa davacıların bu koşulu yerine getirmemiş oldukları, bu dava şartının mevcut olmadığı, gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Gerçekten, iptale tabi kooperatif genel kurul kararlarının iptalini isteyebilmek için ortağın, Kooperatifler Yasasının 53. maddesinin 1 numaralı bendi gereğince, toplantıda hazır bulunan ortaklar bakımından da "karara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirtmek" veya "oyunun kullanılmasına haksız olarak müsaade edilmemiş olması" gerekmektedir. İşbu ikinci koşul davada söz konusu olmayıp, davacılar muhalefetlerini tutanağa geçirtme koşuluna dayanmışlardır.
Burada, davalı kooperatif, davacıların bu koşulu yerine getirmediklerini savunmuş, mahkeme ve mahkeme kararının dayanağını teşkil eden 15.8.1983 günlü bilirkişi raporunda (konunun bilirkişiye havale edilmesi de mucibi münakaşadır) bu savunma benimsenmiş, davacı taraf ise, muhalefetlerinin tutanağa geçirtilmiş olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı kooperatifin 8.1.1983 günlü genel kurul toplantısına ait daktilo edilmiş tutanağının (4) numaralı bendinde, kur'a çekimine ait işlemin 4 ret, 1 çekimser oya karşı çoğunlukla tasvip edildiğinin, belirtildiği ve fakat red oyu veren ortakların ismen gösterilmediği gözlenmektedir. Tutanağın bu hali itibariyle, Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesindeki koşulu içermediği, münakaşa konusu dahi edilemez.
Ancak ne varki, tutanağn (1) numaralı bendine göre (Dr. L. D.) ile (Dr. D. Ç.) divan katipliklerine seçilmişlerdir. Adı geçen bu katipler el yazıları ile tutanak düzenlemişlerdir. Bu el yazılı tutanaklar dosya'ya mübrezdir. Bunların birinde (sh. 3) aynen. "kur'a çekimleri hakkında genel kurul görüşü alındı. (B.S. ve (K.U.), (E.T.) ve (R.B.) red, (T.A.) müstenkif oyuna karşı oyçokluğuyla kabul edilmiştir." Diğerinde ise, (sh. 5), "kur'a çekiminde, yapılan işi tasvip edenler, ekseriyetle edilmiştir. Etmiyenler: (B. S.), (K.U.), (A.T.) (müstenkif), (R.B.), (E.T.)" şeklinde yine karara muhalif kalanlar, diğer el yazılı tutanakta olduğu gibi, isimleri gösterilerek belirtilmiştir. İşbu el yazılı tutanaklar, TTK.nun 378/2. maddesinin göndermesi ile 297. maddesine uygun olarak, divan heyeti ve bakanlık komiserince imzalanmış ve bu itibarla geçerli bulunmuşlardır. Sonradan daktilo ile yapılan tutanak da usulüne göre imzalı ise de, oylamada kimlerin, hangi kararlara muhalif kaldıkları belirtilmemiş, dava konusu kur'a işleminde 4 muhalif oya karşı, çoğunlukla tasvip edildiği, şeklinde yazılmış, bu suretle el yazılı tutanaklara göre eksik bulunmuş olmakla, el yazılı tutanakların daha tam ve doğru olmaları itibariyle, bunların esas alınması gerekmiştir.
Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesindeki dava açma hakkı olan ortaklardan bahsedilirken kullanılan "toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı (muhalif) kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten.." cümlesinden ve özellikle "keyfiyeti zapta geçirtme" ifadesinden ne anlaşılmalıdır.?
Olayda, davacılardan (B.S.), genel kurulda iki kez söz almış, kur'a çekiminin yasaya ve anasözleşmeye aykırı olduğunu belirtmiş, ayrıca borcunu zamanında ödediği halde istediği konut kurasına iştirak ettirilmediğini, bu nedenle kur'anın yenilenmesi gerektiğini, bildirmiş, oylama sonunda oy çokluğu ile kur'a çekimi işleminin usulüne uygun olduğu benimsenmiş ve fakat davacılar ve diğer iki kişinin isimleri gösterilerek bu ortakların karara muhalif oldukları tutanağa geçirilmiştir.
Davadaki uyuşmazlığın ilki ve esası davacıların Koop. Yasasının 53/1. maddesindeki "toplantıda hazır bulunmak, karara muhalif kalmak ve keyfiyeti zapta geçirtmek" koşulunu yerine getirmiş olup olmadıklarında toplanmaktadır.
Madde incelendikte üç koşulunun varlığının arandığı anlaşılmaktadır: 1 - Toplantıda hazır bulunmak; 2 - Alınan herhangi bir karara muhalif kalmak; 3 - Keyfiyeti (yani bu durumu, yani muhalif kaldığını) tutanağa geçirtmek.
Bu koşullardan ilk iki tanesinin yerine getirilmiş olduğunda kuşku ve uyuşmazlık yoktur.
3. koşul olan "muhalefeti tutanağa geçirtme" keyfiyetine gelince, işbu "geçirtme" kelimesinden ne anlamak lazım geldiği üzerinde durulmalıdır.
Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesindeki hükmün aynısı anonim şirketlere ilişkin TTK.nun 381/1. maddesinde mevcut olduğundan, TTK.nun 381/1. madde hükmü hakkındaki öğreti ve Yargıtay uygulamalarından, Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesi için de sonuç çıkarmak mümkündür. Özellikle tutanağa geçirilecek muhalefetin zamanı, yeri ve şekli üzerinde titizlikle durulmalıdır.
Öğretide, genellikle, pay sahibinin karara muhalif kalması ve bu hususun tutanağa geçirilmesi gerektiği, şeklindeki yasa hükmü tekrarlanmakla yetinilmektedir (Moroğlu, E., Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 1967, sh. 122; İmregün, Oğuz, Anonim Şirketler, 1974 sh. 134; Doğanay İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 1974, Cilt 2, sh. 858; Ansay Tuğrul, Yargıtay Uygulamasında Anonim Şirketler Hukuku, 1981, sh. 49). Bununla beraber Moroğlu, itiraz (muhalefetler) için herhangi bir sebep gösterilmesine gerek olmadığını (age., sh. 122) ifade ederken, İmregün muhalefetin sarahaten zapta geçirilmesinin gerekli olduğunu (age., sh. 134) belirtmektedir. Ancak buradaki (sarahat) kelimesinin, sebebinin açıkça bildirilmesi anlamına mı, yoksa sadece pay sahibinin karara muhalif kaldığı hususunun açıkça tutanağa geçirilmesi gerektiğini mi, ifade ettiği, açık bir şekilde anlaşılamamaktadır.
Yargıtay kararlarına gelince, uygulamada da, kararlarda, sadece TTK.nun 381/1. veya Kooperatifler Kanununun 53/1. maddelerindeki hüküm tekrar edilerek hüküm kurulmaktadır (11.H.D. 12.9.1979 gün ve 79/3914 Es., 79/3845 K. sayılı kararı, YKD. 1980, Cilt 6, Sayı 6, sh. 818). Ancak Yargıtay bazı kararlarında:
"Pay sahibi muhalefet sebebini zikrederek zapta geçirtmiş değildir. Davacı böyle bir muhalefet şerhi yazdırarak zaptı imza etmiş olmadığından iptal davası açmağa hakkı yoktur" (Doğanay, age., sh. 809, dipnot'daki TD.nin 16.1.1962 gün ve 59/334, 62/205 sayılı kararı); "tutanak yetkililer tarafından imzalandıktan sonra paydaşın bunun altına gerekçeli olarak muhalefetini yazdırıp imzalamış.. olması gerekir" (Batider, 1983, Cilt II, sayı 1, sh. 131, 132'deki 11.H.D.nin 9.6.1983 gün ve Es., 2781, K. 2996 sayılı kararı); "teklif aleyhine söz alarak bu sözlerin tutanağa yazılması yeterli olmayıp, ayrıca muhalefet şerhinin verilmesi de zorunludur. Zira olumsuz konuşma yaptıktan sonra bir ortağın, genel kurulda bundan sonra yapılan konuşmalar ve açıklamalardan ve hatta olumsuz yönde oy kullandıktan sonra dahi düşüncelerinden vazgeçmesi olanağı vardır" (Şimşek Edip, Kooperatif Ortaklıklar, 1981, sh. 179'daki 11.H.D.nin, 23.6.1977 gün ve 77/4669-5531 sayılı kararı), şeklinde görüşlerini açıklamak olanağını da bulmuştur.
Ancak Kooperatifler Kanununun 53/1. maddesi daha büyük bir titizlikle incelendiğinde, yukarıda özetleri sunulan Dairemiz kararlarında aranan bazı hususların, maddede, lüzumlu bir biçimde aranmadığı, sonucuna varmak mümkün olmaktadır.
Maddede, bir kere ".. karara aykırı (muhalif) kalarak keyfiyeti (durumu) zapta geçirten" pay sahibinden bahsedilmektedir. Maddede (geçiren) değil (geçirten) kelimesi kullanıldığından, davacının muhalefetini bizzat geçirmesi (ve imzalaması) değil, toplantı divan veya başkanınca (icabında hükümet komiserinin müdahalesi ile) muhalefetinin tutanağa geçirilmesini sağlaması, anlaşılmaktadır.
Sonra maddede, muhalefet sebebinin gösterilmesi gerekliliğini ifade eden bir hüküm de mevcut değildir. Belli bir gündem konusunda, sebebini göstermeden de olsa, pay sahibinin muhalif kaldığının tutanağa geçirilmiş olması, yeterli görülmelidir (Moroğlu, age., sh. 122).
Bundan başka olayda, davacı pay sahibi, daha önce yönetim kurulu tarafından yerine getirilmiş olan kur'a çekimi ve tahsis işlemine karşı Kooperatif Başkanlığına itiraz dilekçesi vermiş, konu gündeme alınmış, davacı işlemin yanlışlığı ve düzeltilmesi gerektiği konusunda konuşma yapmış, hemen sonra oylamaya geçilince de davacılar ve arkadaşlarının, isimleri de gösterilmek suretiyle, karara red oyu verdikleri (muhalif kaldıkları) tutanağa geçirilmiştir. Maddede muhalefetin tutanağın altına yazdırılmasının gerekliliğine işaret eden bir ifade yoktur. Gündemde birkaç konu olabileceği, her konu ayrı ayrı oylanabileceğine göre, gündemin o maddesinin hemen altında da pay sahibinin muhalif kaldığının yazılması mümkün ve yeterli görülmelidir. Tutanağa geçirilen eleştirilerin muhalefet şerhi sayılabileceği dahi öğretide ileri sürülmektedir (Ömer Dağ, İktisat ve Maliye Dergisi, Mart 1984, Cilt XXX, Sayı 12, sh. 477 altındaki 11. sayılı dipnot).
Olayın diğer bir özelliği de, davacının yönetim kurulunun kur'a işleminin iptali için, genel kurul toplantısından önce, kooperatif aleyhine dava açmış, bu davanın genel kurul toplantı tarihinde derdest bulunmuş olması ve davacının genel kurulda bu konuda dava açmış olduğunu genel kurula bildirmiş olmasıdır. Davadan feragat etmiş olduğunu da beyan etmediğine göre, bu davanın varlığı ve varlığından söz edilmiş olması ve bu hususların tutanağa geçirilmiş bulunması dahi, "muhalefetin zapta geçirilmiş" olması koşulunun yerine getirilmiş olduğunun kabulüne yeterli görülmelidir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişilerce verilen raporda (sh. 7) aynen şöyle denilmektedir: "Burada (tutanağın bu bölümünde) karara 4 muhalif oy verildiği beyan edilmekte ise de, (bunun kime ait olduğu belirlenmediği) gibi, davacının karara muhalif olduğunun tutanağa kaydı durumu da yoktur. Binnetice muhalefetini tutanağa geçirmeyen davacının bu kararın iptalini talep hakkı yoktur". Bilirkişiler bu kanaatlerini, el yazılı tutanakları değil, daktilo ile ve eksik yazılan tutanağı inceliyerek belirtmişlerdir. Bu durumda, bilirkişilerin, el yazılı genel kurul tutanaklarını incelemiş ve burada davacının ismen karara muhalif kaldığı kaydını görmüş olmaları halinde, aksi kanaate vararak, dava koşulunun varlığını, büyük bir olasılıkla, benimsiyecekleri de, kabul edilmelidir.
Bu nedenlerle Kooperatifler Yasasının 53/1. maddesinde aranan dava koşulunun işbu davada mevcut olduğunun kabulü gerekir.
2 - (.......................)
3 - (.......................)
SONUÇ : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle genel kurul kararının iptali ve bu sebeple hükmün bozulması gerektiği ve karar düzeltme isteminin kabulü lazum geldiği kanaatiyle çoğunluğun red kararına karşıyım.