 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/3249
K: 1984/3426
T: 11.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Hatay Asliye 1. hukuk hakimliğince verilen 14.12.1983 tarih ve 460-597 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, davalının (245.000) lira değerindeki bono ile müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, davalıya borcu olmadığını, takibe konu senette "malen" şerhinin olduğunu, davalının tacir olması nedeniyle ticari defterlerini ibraz etmek istediklerini beyanla müvekkilinin borcunun olmadığının tesbiti ile takibin iptaline ve takip konusu meblağın % 15'inden aşağı olmamak üzere tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, haksız ve yersiz davanın reddini istemiş, tahkikatın devamında davacı ile müvekkilinin ortak olarak inşaat yaptırmakta iken ortaklığın tasfiyesi sonunda bazı malzemelerin davacıda kalması nedeniyle senet alındığını savunarak bu senede dayanarak takibe geçtiklerini, ticari defterlerinin bulunmadıklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, davacının ticari defterleri, bilirkişi raporuna davalının defter ibraz edememesi nedeniyle mahkemece verilen tamamlayıcı yemini davacının eda etmesine dayanarak davanın kabulüne, davacı (M.Ş.)'ın takip dosyasına esas alınan senetlerden dolayı borcu olmadığının tespitine, aleyhine girişilen takibin iptaline ve takip konusu alacağın % 15'i olan (36.750) liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava borçtan kurtulma davasıdır. Senetteki imza, davacı vekilince 8.3.1982 tarihinde verilen cevaba cevap dilekçesinde de görüldüğü gibi inkar edilmemekle beraber senedin karşılıksız olduğu iddia edilmiştir. Davalı ise, mal karşılığı olduğunu savunmuştur.
Bu duruma göre, davacının HUMK. nun 290 maddesi uyarınca iddasını aynı kuvvetli delille kanıtlaması gerekir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığa davalının ticari defterlerine dayanarak T.T.K.nun 83/2 maddesi gereğince, defterlerin ibrazını istemiş olan davacıya iddiasının doğruluğu hususunda ettiği yemine dayanarak hüküm kurulması doğru değildir. Diğer taraftan bir senedin, lehtarın defterinde kayıtlı olmaması karşılıksız olduğuna delil olamaz. Davacı söz konusu senede karşı yazılı bir belge de ibraz edememiş olmasına göre dava tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin yukarıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 11.6.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.