 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/3206
K: 1984/3311
T: 05.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Gazipaşa Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 6.3.1984 tarih ve 138-26 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili davalının dava dışı (A.Ş.) adına trafikte kayıtlı bulunan bir otomobili adi senetle müvekkiline sattığını, davalıya 80.000 TL. peşin ödendiğini ve toplam 130.000 TL. tutarında 8 kıt'a bono verildiğini, davalının müteaddit ikaz ve ihtarlara rağmen otomobilin trafikteki devrini yapmadığını ileri sürerek toplam (130.000 TL.lık) bonoların iptalini ve (80.000 ) TL.nın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap layihası vermemiş, duruşmadaki beyanlarında tarafların dava ikamesinden sonra anlaşmaya vardıklarını ve davacının borcunu kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece haricen yapılan otomobil satımının geçerli olduğu, davalının otomobilin trafik kaydını davacıya aktarmaması durumunda davacının aktin feshini ya da trafik kaydının adına tescilini dava edebileceği ve menfi tespit veya istirdat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B.K.nun 106. maddesine göre karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte taraflardan biri mütemerrit olduğu taktirde diğeri borcun ifası için münasip bir mehil tayin edip mütemerrit ahide bildirir ve bu mehil zarfında borç ifa edilmezse maddenin 2. fıkrasında yazılı seçimlik haklarından birini kullanabilir. B.K.nun 107. maddesinin 3. bendine göre sözleşmede edimin belirli bir vadede veya süre içinde ifası gerektiği öngörülmüş ise 106. maddede yazılı mehil tayinine lüzüm yoktur. Olayımızda davalı 15.2.1982 günlü adi sözleşmeyle davacıya sattığı otomobilin trafik kaydını 1982 yılı Mart ayı içinde davacıya aktarmayı 2.3.1982 tarihli sözleşmeyle üstelenmiş, bu edimin yerine getirilmemesi üzerine davacı noterden keşide ettiği 13.7.1982 günlü ihtarnameyle akdi feshettiğini bildirerek verdiği nakit ve senetlerin iadesini istemiştir. Bu duruma göre mahkemece BK.nun 81. maddesi hükmü de dikkate alınarak davalı satıcının temerrüde düşüp düşmediği araştırılmak, temerrüde düşmüş ise davacının fesih hakkını kullandığı nazara alınarak ona göre bir karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde davacının fesih yoluna gitmediğinden bahisle davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin haklı bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5.6.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.