 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/2187
K: 1984/2760
T: 11.05.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Mersin 3. Asliye Hukuk Hakimliğince) verilen 15.12.1983 tarih ve 244-717 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat sigortası ile sigortalı bulunan TZDK.na ait Soya Fasulyesi tohumluğunun, davalının acentesi olduğu..... Gemisi ile Baltimore'den Mersin'e taşındığını, yükleme limanından 300 ton Soya Fasulyesi'nin tam ve noksansız yüklenmesine rağmen tahliye limanı Mersin'de konşimentoya nazaran 517 Kg.ının noksan olduğunun tesbit edildiğini, meydana gelen noksanlıktan ötürü müvekkili şirketin sigortalısına (49.625) lira tazminat ödediğini, davalıya müracaat edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını bildirerek, (49.625) lira tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili acentenin donatanın acentesi olduğunu kabul ettiğini, ancak konişmentonun tetkikinde "18/20 Fit'lik konteynerler muhteviyatı beyana göre 300 tondur" kaydının görüldüğünü, yükleme, istif ve sayımın beyana göre yapıldığının yazılı bulunduğunu, konteynerlerin kapalı, mühürlü ve belirli adette teslim alındığını ve aynen boşaltma limanına teslim edilmiş olması nedeni ile donatanın mes'ul olamayacağını, ayrıca süresinde gerekli ihbarların yapılmamış olduğu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve konteynerdeki 19 çuval manifesto noksanının tutanakla tesbit edilmiş olmasına göre, 49.625 liranın ödeme tarihi olan 19.10.1982'den itibaren işleyen faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigortacı şirketin malı eksik teslim eden taşıyıcı aleyhine açmış olduğu rücuan tazminat davasıdır.
TTK.nun 781. maddesi hükmüne göre taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde uğradığı ziya ve hasardan mes'uldür. Taşıyıcı ziya ve hasarın kendi kusurundan doğmayan bir sebepten, eşyada zaten mevcut noksan ve ayıplardan ileri geldiğini ispat edecek olursa mesuliyetten kurtulur.
Genel kural bu olmakla beraber davalı vekili cevabında, konişmentodaki kayda göre (18/20 fitlik konteynerler muhteviyatının beyana göre 300 ton olduğu ve yine yüklemenin, istif ve sayımın beyana göre yapıldığı)nın belirlendiğini, kaptanın kapalı ve mühürlü belli sayıdaki konteynerleri teslim aldığını, konteynerlerin içindeki emtianın miktarı yönünden yükleyici beyanına dayandığını, konteynerlerin mühürleri sağlam olarak günrük sahasına indirildiğinin tutanak ile sabit olduğunu, bu suretle taşıma sırasında emtia eksilmesinin bahse konu olamayacağını savunmuştur.
Ticari ilişkilerin gelişmesi sonucu taşıma usul ve şekillerinde de değişikler olmuş ve konteyner taşımacılığı ortaya çıkmıştır.
Gerek (ISO) Uluslararası Standartlar Örgütü'nün tanımlamasına, gerekse doktrindeki tarif ve açıklamalara göre (İnci Deniz - Konteyner Taşımacılığı ve Hukuki Sorunları-1982) ve (Dr. Latif Çakıcı-Taşıma Kapları ile Zincirleme Taşımacılık-1978) Birçok heterojen malın tek bir yükleme ve taşıma ünitesi halinde gelmesine yardım eden, içinde konan malların birkaç indirme bindirme işleminden sonra da taşınmasını sağlayan hiçbir taşıma aracına bağlı olmayan ve bir araçtan diğerine teknik araçlar yardımı ile kolaylıkla aktarılabilen, büyüklüğü ve dizaynı indirme ve bindirmeye uygun olan, tekrar kullanılabilmesi için gerektiği kadar sağlam yapılan sandıklar ve taşıma kaplarına konteyner denilebilir.
Konteyner doğrudan doğruya yük değildir. Nakil vasıtası ve ambalaj da değildir. Taşımada sür'ati sağlayan ve masrafları azaltan hareket edebilir, ambarlar olarak tavsif edilebilir. Konteynerler, bir gemiye veya taşıma aracı sahibine ait olabileceği gibi, yükletene veya başka konteyner işltmecisine de ait olabilir.
Konteynerlere yükün doldurulması bazan taşıyan tarafından yapılır. Bazan yükleten tarafndan doldurulup kapalı olarak taşıyana teslim edilir. doldurulan konteynerin kapıları kapatılır, kapı kolu çeşitli şekillerde bağlanır ve mühürlenir.
Konteyneri taşıtan doldurmuş ise taşıyan onun içindekiler hakkında bilgi sahibi olmayabilir. Taşıma sırasında açılması da mümkün olmayıp teslim alındığı gibi nakil ve teslim edilir.
Konteyner taşımasında da konişmento düzenlenir ve klozlar eklenebilir.
Konteyner taşımasında taşıyıcının sorumluluğunun tespiti için, konteynerin kime ait olduğu, yükün konteynerlere nerede ve kimin tarafından doldurulduğu, içindeki emtiadan taşıyıcının bilgisi olup olmadığı, nerede kimlerin huzurunda kapatılıp mühürlendiği, taşıma sırasında açılıp açılmadığı, hasarlanıp hasarlanmadığı gibi hususların bilinmesi gereklidir. Bu hususlar ise konişmentodaki kayıtlardan anlaşılabilir.
Olayımızda, davacı konişmento örneğini ibraz etmiş ve mahkemenin emri üzerine onu tercüme ettirmekle yetinmiştir. Davalı ise duruşmada, konşimentonun arka yüzünün de tercümesine gerek olduğunun ve arka yüzde TTK.nun 114. maddesi hükmüne uygun olarak eğer değer yazılmamışsa parça başına 1500 liradan fazla tazminat istenemeyeceği yolunda hüküm bulunduğunu, bu hususun da nazara alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
Her ne kadar 18.11.1983 tarihli celsede davacı, konişmento arkasındaki yazıların önemi olmadığını ve davalı israr ediyorsa tercümeyi onun yaptırmasını bildirmiş ve davalı vekili de ispat külfetinin davacıya ait olduğu iddiası ile ibraz edilen konşimento ile yetinilmesine muvafakat ettiğini söylemişse de, taşıma sırasında konteyner mühürlerinin bozulmamış
olması davalıyı sorumluluktan kurtarmaya yeterli olmayıp, taşıyıcının TTK.nun 781. maddesine göre kurtuluş beyyinesi getirmek durumunda olduğu kendisine bildirilip bu hususta ve yukarıda açıklanan konteyner taşımacılığının mahiyetine uygun şekilde delilleri olup olmadığı kendilerinden sorulmak ve delilleri varsa bildirmesine, ibraz ve ikame etmesine imkan verilmek, konişmentonun münderecatı değerlendirilmek ve sonucuna göre bir karar ittihaz etmek gerekirken, buna uyulmayarak ve eksik inceleme ile davanın aynen kabulüne karar verilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.5.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.