 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/2144
K: 1984/2266
T: 19.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Göynük Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 30.12.1983 tarih ve 173-77 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının atelyesini, önündeki arsasını ve atelyedeki aletleri 17.2.1982 tarihli senetle 2.000.000 liraya müvekkiline sattığını, 300.000 liranın peşinen ödenip bakiyesi için bonoların verildiğini, bilahare Nadir Tosunoğlu adlı şahsın atelye önündeki arsada benimdir diyerek hak iddia ettiğini ve davalının başkasına ait yeri müvekkiline sattığını, bu hileli davranışı nedeniyle henüz ödenmemiş ve davalıda bulunan 30.12.1981 ve 27.7.1982 vadeli 500.000 er liralık iki bononun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ve sonraki savunmalarında itirazlarında bulunup söz konusu yeri malikinin rızası ile davacıya sattığını borç ödenmediğinden tapu kaydının devredilmediğini, ödenmesi halinde devrin sağlanacağını belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere 17.2.1981 tarihli satış senedi ve tüm dosya içeriğine göre iki taraftan biri taahhüdünü yerine getirmedikçe diğer taraftan sözeşmenin yerine getirilmesinin isteyemeyeceği 1 kişinin bir başkasına ait taşınmazı satmasını engelleyen bir hüküm bulunmamasına ve davacı da bonoları ödemeden taşınmazın adına devrini isteyemeyeceği sonucuna varılarak dava red edilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
B.K. nun 213. ve Tapu Kanununun 26. maddeleri ele 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60/2. maddesi hükmüne göre tapulu gayrimenkulün satımının muteber olması için resmi senede rapdedilmesi şattır. Oysa olayda taraflar arasındaki tapulu gayrimenkul alım satımı (tutanak) başlıklı ve 17.2.1981 tarihli adi satış senedi ile yapılmıştır. Bu nedenle geçerli bir alım satımdan bahsetmek mümkün değildir. Gayrimenkul satımı geçersiz olduğundan bu alım satıma bağlı olarak yapılan menkul satışının da geçersiz olduğunu kabul etmek gerekir. Davada iptali istenen bonoların bu geçersiz satış için düzenlendiği, çekişmesiz bulunduğundan bonoları gerçek bir borç ilişkisi için düzenlenmediklerinin kabulü ile iptaline karar vermek gerekir. Mahkemece bu husus düşünülmeden yazılı olan nedenlerle davanın reddine hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile davacı yararına BOZULMASINA, 19.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.