Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/1666
K: 1984/2609
T: 26.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 30.9.1983 tarih ve 666-573 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekilleri, Yunan Bandıralı Evrialy Şilebi ile davalı donatanın petrol yüklü İndepentanta Tankeri'nin 15.11.1979 tarihinde İstanbul'da Haydarpaşa Limanı önlerinde çarpışmaları üzerine, davalının tankerinde başlayan yangının söndürülmesi için Sıkıyönetim Komutanlığı ve Liman Başkanlığının emirleri uyarınca müvekkilleri İpraş'a ait çaplı romorkörün mahalline giderek yangının söndürülmesi ve geminin kurtarılması için 434 saat mesai yaptığını, römorkaj hizmeti ve fiili masraflar olarak belirlenen (80.618.924) lirayı davalı donatandan istediklerini, fakat alamadıklarını ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı vekilleri ise olayın Yunan Gemisi'nin kusurundan doğduğunu, esasen bu çarpma sonucunda tankerin battığını, davacının iddia ettiği yardım ve kurtarma faaliyetlerinden haberleri olmadığı gibi TTK.nun 947,948. maddelerine göre donatanın gemi adamlarının kusurlarından doğan zararlardan ancak gemi değeri ve navlun ile sınırlı sorumlu olabileceğini, oysa tanker battığına ve değerini tamamen yitirdiğine göre yardım iddiası sabit olsa dahi sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca davanın reddi gerekeceğini ileri sürmüşlerdir.
Mahkeme, iddia ve savunma ve toplanan delillere göre, davacının yaptığı kurtarma ve yardım hizmetleri sonuçsuz kalmış ve tanker batmış olması karşısında TTK.nun 1222 ve devamı maddelerinde özel hükümler varken BK.nun vekaletsiz tasarrufa dair genel hükümleri de uygulanamayacağından sonuçsuz kalan kurtarma ve yardımlar için ücret istenemeyeceğine dair yasa hükmü TTK.nun 1223. maddesi gereğince davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının petrol yüklü İndepantanta Tankeri,'nin 15.11.1979 tarihinde Yunan Bandıralı Evrialy Şilebi ile Haydarpaşa önlerinde çarpıştığı, tankerin yanmaya başladığı, yangının söndürülmesi için davacı şirkete ait çaplı yangın söndürme gemisinin de Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve İstanbul Liman Başkanlığı tarafından görevlendirilmesi üzerine yerine gidip yangın söndürme faaliyetlerinde bulunduğu ve dava konusu masrafları yapmak zorunda kaldığı dosyadaki delillerden anlaşıldığı gibi, taraflar da gerek karşılıklı dilekçelerle ve gerekse 1.12.1982 ve 28.1.1983 günlü oturumlarda bu konularda anlaşmazlık bulunmadığını, ancak aralarında hukuki anlaşmazlık olduğunu bildirmişlerdir.
Şu hale göre taraflar arasındaki uyuşmazlık: Davalının bir çarpma sonucu yanmış ve batmış olan tankerinde olay sırasında çıkan yangın söndürülmesi için davacının yangın söndürme gemisi resmi makamlarca görevlendirilmesi nedeniyle yaptığı yangın söndürme faaliyetlerine ait masraflarını, davalı donatandan isteyip istemeyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkeme, davacının yangın söndürme çabalarını, (kurtarma ve yardım) olarak kabul etmiş ancak TTK.nun 1223. maddesi uyarınca (kurtarma ve yardım için yapılan hizmetler neticesiz kalmış) yani tanker batmış olduğundan (kurtarma yardım ücreti istenilemeyeceği), Ticaret Kanununda özel hüküm varken BK.nun vekaletsiz iş görme hükümlerinin de uygulanamayacağı görüşüyle davayı reddetmiştir. Davacı taraf BK.nun 410 ve devamı maddelerindeki vekaletsiz iş görme hükümleri ve ayrıca TTK.nun 22. maddesi gereğince bir hizmet karşılığı olan bu masrafları davalıdan istediklerini açıklamıştır.
1 - Gerçekten davacının yangın söndürme faaliyetlerinin bir (kurtarma veya yardım) mı, yoksa (vekaletsiz iş görme) mi olduğu veya TTK.nun 22. madde kapsamına girebilecek ve bir ücret isteme hakkı verebilecek (hizmet) niteliğinde mi bulunduğunun saptanması öncelik ve önem kazanmaktadır; TTK.nun 1222. maddesine göre (Deniz tehlikesi altında bulunan bir gemi, ... gemi adamlarının idaresinden çıktıktan sonra üçüncü şahıslar tarafından ele geçirilerek emniyet altına alınır veya .... deniz tehlikesinden kurtarılırsa..) kurtarma ve yardım ücreti istenebilir ve ancak (ödenecek para, emniyet altına alınan ve kurtarılan şeylerin değerini geçemez). TTK.nun 1223. maddeye göre de (yapılan hizmetler neticesiz kalmış olursa, kurtarma ve yardım ücreti diye bir şey istenemez). Şu hale göre deniz tehlikesi altında bulunan (geminin kurtarılması) sözkonusu olduğundan ancak (gemi, deniz tehlikesinden kurtarılmışsa) ücrete hak bahsedecek, fakat (yardım semeresiz kalmışsa ücret istenemeyecek)'tir. Olayımızda davalı taraftan davacıya yardıma gelmesi için bir çağrı olmamış ve bu konuda bir sözleşme yapılmamış, davacı resmi makamların yazılı emri üzerine kurtarma faaliyetleri semeresiz kalmıştır. Bu durumda TTK.nun 1223. maddesi hükmünce davacının davalıdan kurtarma veya yardım ücreti istemesine imkan bulunmamaktadır. Zira davacının faaliyetinin kurtarma ve yardım amacını güttüğü, ancak semeresiz kaldığı açıkça anlaşılmaktadır.
2 - Davacı taraf duruşma sırasında davanın bir kurtarma veya yardım ücreti alacağı olmayıp BK.nun 410 ve devamı ve ayrıca TTK.nun 1222. ve devamı maddelerinin ise bu davada uygulama yeri bulunmadığını ileri sürmüştür.
Ancak; BK.nun 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz tasarruf hükümlerinin olayda uygulanması olanağı bulunmaktadır, bazı hukukçular TTK.nun 1222-1234 maddelerinde düzenlenen (Denizden kurtarma ve yardım) hakkındaki özel hükümlerin gerçekten (vekaletiz iş görme) ile ilgisi bulunmadığını ve BK.nun hükümlerinin bu maddeler yerine uygulanamayacağını, ancak (TTK.nun 1222 ve devamı maddelerine tabi olmayan kurtarma ve yardım hallerinde), özellikle 4922 sayılı Denizde Can ve Mal koruma hakkında Kanunun 14. maddesi ve 5512 sayılı Kanunla onanan milletlerarası anlaşma gereğince (Her Kaptan, denizde "can tehlikesi"ne uğrayan herkese düşman bile olsa yardım etmek zorunda bulunması nedeniyle) vekaletsiz işgörme hükümleri uygulanabileceği görüşündedirler (Prof. Haluk Tandoğan, Vekaletsiz İş Görme 1957 baskı, sh. 305 ve 275). Ancak vekaletsiz işgörmede esas unsur, iradi olarak ve vekaleti olmadığı halde başkası adına hareket edilmesi bulunduğu halde olayımızda davacı kendi iradesi ile veya karşıdan bir çağrı üzerine kurtarma veya yardıma gitmemiş, sadece resmi makamlardan verilen emir üzerine zorunlu olarak bu yolda faaliyette bulunmuş olması karşısında vekaletsiz işgörme şartları gerçekleşmediği gibi yine TTK.nun 22. maddelerinde (Tacir olan veya olmayan kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir münasip bir ücret isteyebilir) denmiş bulunmasına, oysa davalının mamelekine giren bir şey bulunmadığı gibi kurtarma ve yardım faaliyetleri de semeresiz kalmış olmasına göre bu maddelerin uygulanmasına da olanak bulunmamaktadır. Bu yönlerden mahkemenin özel hükümler varken genel hükümler uygulanamayacağına dair görüşünde de sonucu itibarıyla bir isabetsiz bulunduğu ileri sürülemez.
3 - Ancak davacı; davalının bir çağrısı veya kendi isteği bulunmadığı halde yetkili makamların emriyle yangını söndürmeye gitmiş ve zorunlu masraflar yapmış bulunmaktadır. Böyle bir zorlama olmadan kutarma faaliyetine girse idi yardımlar semeresiz kaldığında donatandan bir şey istemeyeceğini, bunun yasa hükmü geri olduğunu bilebileceğini ve böyle bir durumda yaptığı masraflara kendisi katlanmak zorunda kalacağını söylemek mümkün ise de; petrol yüklü bir tankerin yanmaya başlaması olay yeri itibarıyla bütün İstanbul için can ve mal güvenliği bakımından çok büyük bir tehlike arzettiğinden ve kamu hukukunun ana ilkesi de fertlerin can ve mal güvenliğinin Devlet tarafından korunması bulunduğuna göre, bu yolda yetkili makamlarca verilen emir üzerine davacının davalının tankerindeki yangını söndürme faaliyetine girişmiş ve masraflar yapmak zorunda kalmış olması ve tanker battığından TTK.nun 1223. maddesi uyarınca bu masraflarını donatandan isteyebilme imkanı da bulunmaması karşısında, kamu yararı yönünden emri veren resmi makamlara izafeten Hazine'den tahsilini isteme hakkı şartları varsa Hazine'ye rücuu düşünülebilirse de bu dava Hazine hasım gösterilemediğinden, sadece donatan hakkında açılmış davanın açıklanan nedenlerle reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ : Yukarıdaki gerekçelerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına davalı vekili duruşmaya geldiğinden 65000 lira vekillik ücretinin davacıdan alınanarak davalıya verilmesine, 26.4.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini