 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/1573
K: 1984/1979
T: 06.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Antalya 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 22.11.1983 tarih ve 743-842 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, davalının dava dışı Mehmet ve Ali hakkında yürüttüğü icra takipleri sırasında müvekkiline ait kamyonun haczedilip yediemine teslim edildiğini, müvekkilin açtığı istihkak davasının kabul edilip haczin kaldırıldığını, davalının kötü niyetle yaptırdığı haciz nedeniyle kamyonun 20 ay bağlı kalıp çalıştırılmadığını öne sürerek, bu devre için (586.236) lira kazanç kaybanın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere, icra takip dosyaları ve istihkak davası dosyasına göre, davacının İİK. nun 97/13. maddesine göre tazminat talebini istihkak davası ile birlikte ve aynı dava içinde ileri sürmesi gerekirken bunu yapmadığı ve fazlaya ilişkin hakkında saklı tutmadığı, istihkak davası sonucunda lehine % 15 tazminata hükmedilip kararın kesinleştiği, artık davacının zararının % 15 tazminattan ziyade olduğu iddiası ile ayrı bir dava açamayacağı sonucuna varılarak dava reddolmuştur. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davadaki istek, alacaklı davalının talebi üzerine haczedilen kamyonun icra hakimliğinde açılan istihkak davası sonunda istihkak iddiasının kabul edilerek % 15 tazminata hükmedilmesine rağmen, kamyonun 20 ay süre ile bağlı kalması sebebiyle uğranılan gerçek zararın tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacının İİK.nun 97/13. maddesine göre tazminat talebi istihkak davası ile birlikte ve aynı dava içinde öne sürmesi gerekirken bunu yapmadığı ve fazlaya ilişkin hakkını da saklı tutmadığı istihkak davası sonucunda lehine % 15 tazminata hükmedilip kararın kesinleştiği artık bundan sonra zararın % 15 tazminattan fazla olduğu iddiası ile ayrı bir dava açamayacağı nedenlerine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi İİK.nun 97/15. fıkrasında yer alan tazminat haciz edilen malın kıymetinin % 15'inden aşağı olmayan götürü bir tazminatı ifade etmekte olup, haciz sebebiyle uğranılan gerçek zararı karşılmak gibi bir amaca yönelik bulunmamaktadır. Yasada öngörülen bu tazminat miktarı bir çok ahvalde gerçek zararın çok altında kalmaktadır.
Bütün bunlar gösteriyor ki İİK.nun 97. maddesinin konuluş amacı 3. kişinin haciz yüzünden uğradığı gerçek zararın ödetilmesine engel teşkil etmemekte, malı haciz olunan 3. kişiye bu yüzden doğan ve 97/15. madde kapsamı dışında kalan zararını ayrıca isteyebileceği kuralını getirmektedir. Başka bir deyimle borçlu hakkında yapılan bir icra kovuşturması sırasında haksız yere malı haczedilen 3. kişiler bu yüzden doğan gerçek zararlarının ödetilmesini İİK.nun 97. madesinde yazılı özel hüküm dışında genel hükümlere göre, genel mahkemelerde dava açarak isteyebilirler.
27.6.1974 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmış bulunan E. 1974/5, K. 1974/7 sayılı ve 24.5.1974 günlü yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun kararı da bu doğrultuda olup, anılan kararda borçlu aleyhine yapılan bir icra takibi sırasında haksız yere malı haczederken 3. şahısların, bu yüzden uğrayacakları gerçek zararları ayrı dava yolu ile isteyebilecekleri öngörülmüştür.
Mahkemece sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilmeksizin, daha önceki tarihlere ait Yargıtay kararları dayanak yapılmak suretiyle yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davacının haklı görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 6.4.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.