 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1984/1480
K: 1984/1641
T: 22.05.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya Asliye 2. Hukuk Hakimliğince verilen hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, doğal afetlere maruz kalan yöre halkına yeni yerleşim yeri için arsa tevzi etmek maksadıyla kurulan müvekkili kooperatifin 1977 yılına kadar yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten davalıların yolsuzluklar yaparak kooperatifi zarara uğrattıklarının şikayet üzerine yapılan kontroller incelemesi ile anlaşıldığını, esas mahkkemesinde açılan kamu davası sonucu kesinleşen ilamla davalıların görevlerini kötüye kullandıkları sübut bularak mahkum olduklarını belirterek kooperatifin uğradığı toplam (190.275) lira zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında, ileri sürülen iddiaların varit olmadığını, yapılan genel kurul toplantılarında yönetim kurulunun icraatları incelenerek ibra edildiklerini, denetçi raporunu kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece bilirkişi raporu, ana sözleşme ile toplanan deliller dayanak yapılarak, genel kurul toplantıları ile davalıların ibra edildikleri, ibranın alacaklı tarafından borçlu lehine yapılan temliki bir muamele olduğu, ayrıca bilirkişi raporunda da belirtilen nedenlerle davacı kooperatifin iddia edildiği şekilde davalılardan alacaklı durumda bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kooperatif yöneticileri hakkında açılacak sorumluluk davasının dinlenebilmesi için 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 98. maddesi yollaması ile T.T.K.nun 341. maddesi uyarınca, genel kurulca yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılmasına karar verilmiş olması gerekir. Böyle bir karar olmadan davanın tetkiki mümkün olamaz. Her ne kadar bu dava açıldığı tarihde böyle bir kararın genel kurulca alınmış olduğu anlaşılmakta ise de bunun davadan sonra da alınması mümkün olduğundan H.U.M.K.'nun 39 ve 40. madeleri hükümleri uyarınca davacı vekiline mahkemece münasip bir mehil verilerek bu yolda alınan veya alınacak kararı ibraz etmesinin kendisinden istenilmesi ibraz edildiği takdirde davanın devamı, ibraz edilmezse davanın reddi gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan işin esasına girilmesi ve sureti kabule göre 18.3.1977 tarihli genel kurul toplantısında ibranın şartlı olduğu gözönünde tutulmaksızın usulüne uygun bir karar vermiş gibi kabul edilerek ve ayrıca gerçekleşmediği halde dava konusu edilen hususlar genel kurulda açıkça müzakere edilip konuşulmuş ve buna rağmen yöneticilerin ibra edilmesi hakkında bir karar alınmış gibi kabul edilerek ikrarın mevcudiyetinden bahisle davanın reddedilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 22.5.1984 tarihinde oybirliği ile karar veridi. Gsm