 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1984/5168
K: 1984/5416
T: 08.11.1984
DAVA : Davacı, iş kazasında malul kalan sigortalı için yapılan harcamalar üzerine uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtilen şekilde isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi Suna Memlük tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildiği:
KARAR : Davacı, kurum, davalı işverenin sigortalı işçilerinden olan Vildan Çakan'ın beden gücü kaybına uğraması nedeniyle daha önce işveren aleyhine açılan rücuan tazminat davasının kabulle sonuçlandığını ve hükmün Yargıtaydan da geçmek suretiyle onandığını, ifade ile bu defa fazlaya dair saklı tuttukları miktar ile sonradan çıkan yasalarla yapılan artışların davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabında kurum tarafından artışların peşin sermaye değerinin yanlış hesaplandığını, gelir bağlama cetvelinin gerçeği yansıtmadığını, ayrıca, bu konuda çelişik rakamlar bulunduğunu ve bundan başka icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunmuştur.
Gerçekten, İcra İflas Kanununun 67 nci maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın belirli ve mahkeme kararı almayı gerektirmeyecek nitelikte olması gerekir. Oysa bu davada gelir bağlama tablosuna itiraz edildiğine ve bu hususun bilirkişiye incelettirilmesi gerektiğine göre, alacağın likit bulunduğundan söz edilemez. Bundan ayrı olarak, önceki davada saklı tutulan miktar dahi bu davada istendiğine göre gerek az önce ileri sürülen hususların ve gerekse bu durumun saptanmasının mahkeme kararını gerekli kıldığı ortadadır. Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın icra inkar tazminatına hükmedilmesi Usule ve Yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Diğer taraftan, kurumun hesaplama şekline itiraz edildiğine göre mahkemece bilirkişi aracılığı ile bu konunun incelenmemiş olması dahi isabetsizdir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 8.11.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.