 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1984/1059
K: 1984/1121
T: 24.02.1984
DAVA : Davacı, iş kazasında malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, sari temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle, Kurumun rücu hakkı sigortalının işverenden isteyebileceği tazminat hesaplanması amacıyla bilirkişiye tavan hesabı yaptırılmıştır. Bu hesap yapılırken sigortalının kazanç kaybının saptanması, özel bir önem taşıyacaktır. Sigortalının kazançları bir defada değil, her ay belirli sürelerin sonunda veya koşulların gerçekleşmesinde elde edilecek nitelikte olduğundan, bunların saptanması, geleceğe yönelik unsurların takdir ve tahmini gerektirmektedir. Bu konuda gerçeğe yaklaşıldığı oranda, hesabın başarılı olacağı kuşkusuzdur.
Ne var ki, hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda Kurumun tazminat miktarı hesaplanırken, sigortalının kazançlarında gerçekleşen ve hüküm tarihinde bilinen en son gerçek artışlarının varlığı gözönünde tutulmadan sigortalının kaza tarihindeki günlük brüt kazancı esas alınarak maddi zararın tesbiti yoluna gidildiği, giderek, kazançların her yıl % 5 artırılmak suretiyle saptandığı anlaşılmaktadır. Oysa, zarar ve tazminatın belirlenmesinde, varsayım kurallarına göre hareket edilebilirse de, maddi olgular ve durumlara dayanarak gerçeğin ve gerçeğe en yakın durumun saptanmasının olanak içi bulunması halinde, bu maddi olgu ve durumlardan soyutlanamayacağı gibi, ekonomik konjonktür, iş hayatındaki toplu sözleşme ve pazarlık düzeni sigortalının zamanla uzlaşma ve meslekte ilerleme olasılığı işçi ücretlerinin henüz milletlerarası normların altında olması ülke gerçekleri, milli gelirdeki artış ve bu artıştan çalışanlara ayrılabilen pay oranları ve sair unsurlar gözönünde tutulunca, % 5 artışın dahi yetersiz kaldığı söylenebilir. Bu konulardaki teknik ve bilimsel incelemelerin ortaya koyduğu sonuçlar da dikkate alınarak gelecek yıl kazançların hüküm tarihinde en yakın bilinen gerçek ücretlerin gözönünde bulundurulmak suretiyle % 5 yerine, uygun ve gerçeğe yakın bir oranda artırılması yoluyla saptanması, adalet ve nesafetin gereğidir.
Bu yolda bir avan hesabını içermeyen bilirkişi raporunun hükme esas tutularak, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.2.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.