 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/785
K: 1985/558
T: 05.06.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 12. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen reddine dair verilen 23.9.1982 gün ve 425-499 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24.1.1983 gün ve 11126-743 sayılı ilamı ile; (..Mahkemece sabit olan zararın kapsamı belirlenirken Borçlar kanunun 44 üncü maddesinin 1. fıkrası hükmünce davacının müterafik kusuru bulunduğu benimsenerek % 25 oranında bir indirim yapılmıştır. bilindiği gibi zararın meydana gelmesinde haksız eylemi işleyenin kusurlu bulunması veya kusursuz sorumluluk hallerinde sorumluluğu gerektiren olaya kısmen zarara uğrayanın kendi kusurunun da etken olması halinde tazminattan bir oranda indirim yapılması gerekir. Genellikle birlikte kusur olarak nitelenen bu kusur aklı başında (makul) bir kimsenin kendi çıkarı için sakınacağı veya sakınması gerekli olan düşüncesiz bir hareket olarak tanımlanmaktadır. O halde olayımızda mahkemece birlikte kusur olarak kabul edilen ve davacının kendi evinin alt katındaki üç adet direk ile üst kattaki bağdaki duvarı bir emniyet tedbiri olarak yıkmayıp bırakmış olmasından ibaret bulunan olgunun gerçekten az yukarıda anılan davranış şeklinde belirip belirmediği yönü üzerinde durulmalıdır. Gerçekten davacının binası fenne aykırı yapılmış olsa dahi davalı kendi binasını yaptırmış olmasaydı yapının bu durumu ile doğal yaşantısını sürdürecekti. Zira davacının binasındaki hazara, onun temelsiz oluşu veya yapım biçimi değil, doğrudan doğruya davalının kendi binasını yıktırması olgusu yol açmıştır. Diğer yönden davacıya ait binadaki hasarın davalının kendi binasını yıktırmamış olması halinde dahi meydana geleceği yolunda bir savunma ve özellikle bir bilirkişi düşüncesi de mevcut değildir. O halde, davacının binasının yapım biçimi ile doğan zarar arasında bir illiyet bağı yok demektir. (Bakınız; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin Esas 1978/8915, Karar 1979/4956 sayılı ve 12.4.1979 günlü kararı; Yargıtay kararları dergisi cilt 5 Eylül 1979 sayı 9, sahife 1275) Bu itibarla davalının eylemi ile doğan menkullerdeki zarar hariç değerlerinden % 75 oranında indirim yapılmasına tazminat hukuku kuralları elverişli olmadığından bu yön dahi bozmayı gerektirir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunlarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle Medeni Kanunun 662 nci maddesi açısından değerlendirilmesi gereken olayda davacının binasının olay olmasa dahi yıkılacak durumda olmadığı anlaşılmış ve illiyet bağının da gerçekleşmiş bulunmasına; Borçlar Kanunun 44 üncü maddesinde uygulama yeri olmamasına göre mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.6.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.