Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/772
K: 1984/153
T: 24.02.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 10. Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dair verilen 25.1.1982 gün ve 456 - 817 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 3.11.1982 gün ve 4356-4369 sayılı ilamı ile, "... Davada birden fazla davalı mevcut olup İ. dışındaki davalılardan hiçbiri yetki itirazında bulunmamış ve davacının sırf davalılardan İ.'i başka bir mahkemeye getirmek amacıyla hareket ettiği de anlaşılamamış bulunmasına göre İ.'in yetki itirazının reddi gerekirken bütün davalılar hakkında yazılı olduğu şekilde dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Ray Sigorta A.Ş. vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Davacı şirket vekili, müvekkili şirkete sigortalı bulunan araca, davalılardan İ.'e ait olan ve onun yönetiminde bulunan ve davalı sigorta şirketine sigortalı olan araç ile diğer davalılardan M. ve M.'a ait olup davalı A. yönetiminde bulunan aracın çarparak hasara neden olduklarını ileri sürüp, sonuçta davalı şirketin poliçede yazılı miktarla sorumlu olmak kaydıyle zararlarının müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davalılardan İ. ve M.'un süresinde yetki itirazında bulunduklarını kabul ile usulün 9/2. maddesi hükmünce davanın, haksız eylemin meydana geldiği ve bütün davalılar için ortak yetkili mahkeme olan Hendek Asliye hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği görüşüyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar vermiş, davacının temyiz üzerine hüküm Özel Dairece, metni yukarıya aynen alınan ilam ile bozulmuş, ancak mahkeme eski kararında direnmiştir.
Dosya içeriğine ve tarafların iddia ve savunmalarına göre sadece davalı İ. süresinde yetki ilk itirazında bulunmuş ve davanın ortak yetkili mahkeme olan Hendek'te görülmesini istemiştir.
Gerçekten davalı İ.'in ikametgahının Kars ve diğer dört davalının ikametgahlarının da İstanbul olduğu ve davalıların tümünün sorumluluğunu gerektiren haksız eylemin de Hendek ilçesi yargı çevresi içinde meydana geldiği ihtilafsızdır. Ancak, mahkemenin kabulü hilafına davalı İ. dışında başka bir davalının yetki itirazında bulunmadığı dosyanın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır.
Olayımızda gerçekleşmiş olduğu gibi, bir haksız eylem birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise bu kişilere karşı açılacak tazminat davası için ortak yetkili mahkeme haksız eylemin işlendiği (meydana geldiği) yer mahkemesidir (Usul M. 21). Bu nedenle birden fazla kişiye karşı açılacak tazminat davası için yetkili mahkeme, Usulün 9. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, davalılardan birinin ikametgahı mahkemesi değil, ortak yetkiyi taşıyan haksız eylemin işlendiği yer mahkemesidir. Bu yön, az yukarıda anılan maddenin 2. fıkrasının 2. cümlesinde açıkça vurgulanmıştır.
Olayımızda ortak yetkili mahkeme Hendek Mahkemesi olduğuna göre, bir davalının (davanın ortak yetkili mahkeme olan Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesine ilişkin) yetki itirazı üzerine dahi mahkemece tüm davalılar için yetkisizlik kararı verilmesi gerekir. Mahkemece de bu ilke d0ğrultusunda hüküm oluşturulduğuna göre direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 500 lira onama ilam harcının temyiz peşin harcından mahsubuna, arta kalanın istek halinde davacıya geri verilmesine, 24.2.1984 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hukuk Genel Kurulu Kararının başında da açıkça vurgulandığı gibi, olayımızda bu davanın bütün davalıları için (dava sebebine göre) ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme Yasaca belli edilmiştir. Bu mahkeme, Usulün 21. maddesi hükmünce haksız eylemin işlendiği yer mahkemesi olan Hendek Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Görülüyor ki, haksız eylem hukuki sebebine dayanılarak haksız eylemi işleyenlerin, bunların yardımcılarının, onlara halef olacak kişilerin aleyhine herbirinin ikametgahında dava açılabileceği gibi, bütün davalılar için ortak mahkeme olan haksız eylemin işlendiği yer mahkemesinde de açılabilir.
Ancak, Usulün 9. maddesinin 2. fıkrasının "şu kadar ki" sözcükleriyle başlayan 2. cümlesi hükmünün uygulanabilmesi, bütün davalıların yetki (ilk) itirazında bulunmalarına bağlıdır. Davalılardan bir ya da birkaçının yetki itirazında bulunması halinde dahi (yetki itirazında bulunmayan davalılar dahil) tüm davalılar için yetkisizlik kararı verilmesi düşünülemez. Çünkü, haksız eylemin işlendiği yer mahkemesinin yetkisini düzenleyen 21. madde kamu düzenine ilişkin bulunmadığı gibi buradaki yetki kesin de değildir. Davacı her davalının ikametgahı mahkemesindte dava açabiirdi. Nitekim, İstanbul'da ikametgahı bulunan tüm davalılar yetki itirazında bulunmamışlar ve böylece bunlar hakkındaki yetki kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş sadece ortak yetkili mahkemeyi gösterip, yetki itirazında bulunan davalı İ.'e ait yetkisizlik ve ayırma kararı vererek onun hakkındaki davayı (başvuru halinde) Hendek Mahkemesine göndermekten ve hakkındaki yetki kesinleşen davalılara ait davayı görüp sonuçlandırmaktan ibaret olmalıydı (Baki Kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü - Cilt 1 - 1979 sayfa 287).
Direnme kararının açıkladığımız nedenlerle bozulması gerekirken onanması yolundaki çoğunluk kararına katılamıyoruz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini