 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/75
K: 1984/785
T: 03.10.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "ilamın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 13.5.1981 gün ve 1979/1 - 1981/300 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 28.9.1981 gün ve 1121 - 10825 sayılı ilamı ile: (...Dava konusu 6 parça taşınmaz kadastroca "Molla Yusuf oğlu İbrahim" adına tesbit görmüştür. "Molla Yusuf" kayıt sahibi İbrahim'in babası değil "aile lakabı" dır. Malik İbrahim'in babası ismi tapu siciline yazılmamıştır.
Davacılar sicildeki ve tesbitteki bu eksikliği gidermek için önceden açtıkları dava sonucunda Adana 4. Asliye Hukuk Hakimliği'nden 16.6.1955 gün ve 545/435 sayılı ilamı almışlardır. Davalılar aldıkları bu ilamı tapuya götürüp miras bırakanları kayıt maliki İbrahim'in baba adını sicile Mustafa olarak yazdırmışlardır.
Davacı Şerife, Davalılar tarafından alınan ve yukarda sözü edilen 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait ilamın iptali için işbu davayı açmıştır.
Mahkeme ilamlarının iptali isteğinin davaya konu yapılamayacağı devamlık kazandırmış yargısal uygulamalar gereğidir.
"Molla Yusuf'un" kayıt sahibi İbrahim'in babası olmadığı, Molla Yusuf'un" bir aile lakap ve şöhreti olduğu nüfus müdürlüğünün yazısı ile bellidir.
Kayıt sahibi İbrahim'in babası Mustafa, anası ise Zigon'dur. İbrahim 1276 yılında doğmuş, 1942 yılında ölmüştür. Taşınmazları satış yolu ile 1306 - 1312 yılları arasında iktisap etmiş ve ölünceye değinde tasarruf etmiştir.
"Molla Yusuf" lakabını taşıyan dana pek çok kişi vardır. Kayıt sahibinin sağlıklı ve gerçek kimliği "Yusuf oğullarından Mustafa oğlu İbrahim"dir.
Davacı, açıklanan bu durumdan yararlanmak ve mevcut olmayan bir Molla Yusuf oğlu İbrahim ile bağlantı kurarak, gerçek hak sahibi Mustafa Oğlu İbrahim'den başka birini ortaya çıkarmak istemektedir. Nüfusta davacının iddiasını doğrulayan hiçbir kayıt mevcut değildir.
Tanık fıdda 1305 doğumlu olduğu anlaşılan bir kişidir. Bu tanık kendisinin doğumundan önce bir Molla Yusuf oğlu Mustafa veya İbrahim'in ölmüş olduğunu ve taşınmazların ona ait bulunduğunu söylemek istemektedir. Bu tanıklığın doğru olmadığı kuşkusuzdur. çünkü 1305 tarihinden önce ölen Mustafa veya İbrahim'in 1306 yılında yada daha sonraki yıllarda nizalı taşınmazları satın alması olanaksızdır.
Taşınmazların gerçek sahibinin 1276 yılında doğan ve 1942 yılında ölen "Mustafa oğlu İbrahim" olduğu açık bir olgudur.
Dairenin maddi olayın teşhisinde düştüğü yanılgı sonucu olarak sevkettiği anlaşılan bozma hükmüne uyulmakla taraflar yönünden kazanılmış hak doğmayacağında kuşku yoktur.
Açıklanan bu durum karşısında davanın reddine karar verilmek gerekli iken, tüm bu yönler gözden uzak tutularak yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesinde isabet mevcut değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kesin hükümler, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza eder.
Bu yön kamu düzenine taallük edip resen dikkate alınması gereken bir husustur. Diğer taraftan kesin hüküm de usulü kazanılmış hakka tekaddüm eder.
Davaya konu, olayda, davacılar kesinleşmiş mahkeme ilamının iptalini istemektedirler. İlamların iptali ise dava konusu yapılamaz. Ancak kuşkusuz kesin hüküm koşulları dışında 3. kişiler ayrıca dava haklarını kullanabilirler.
İlam iptaline ilişkin bu davanın reddi gerekir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. Bozma nedenine göre diğer yönler üzerinde durmaya gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.10.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.