 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/652
K: 1985/267
T: 03.04.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "nanevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.4.1982 gün ve 1982/245-44 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 8.7.1982 gün ve 1982/5173 - 7023 sayılı ilamıyla; (... Davacılar, davalı şirketin 18.5.1980 günlü bir gazetede "Duyuru" başlığı altında yayınlandıkları ilanının, kişilik haklarına saldırı anlamında olduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Davalı şirket vekili ise, müvekkili şirkette genel müdür ve pazarlama müdürü olarak görev yapan davacıların kötü niyetli bir takım davranışlarda bulunduklarını, şirketi batırmaya çalıştıklarını, rakip bir firmada görev aldıklarını, kendileri ile birlikte 25 kişiyi daha şirketten götürdüklerini, bu nedenlerle davacılar aleyhine İstanbul Ücüncü Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 1980/477 esas sayılı dosya ile haksız rekabet ve 20 milyon lira zarar- ziyan açtıklarını, ilanın yayınlanmasına davacıların sebebiyet verdiklerini, bu nedenle tazminat gerekmediğini savunmuştur.
Dava Borçlar Kanununun 49. maddesinde düzünlenen ve kişilik haklarının ihlali sebebine dayanan manevi tazminat istemidir. Adı geçen maddeye göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için gerçekleşmesi gereken koşulllardan birisi de "ağır kusur"dur. İşbu davada davalı şirketin savunduğu hususların gerçekleşmesi halinde ağır kusurun varlığı ileri sürülemez. Bu nedenle istanbul Ücüncü Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmekte bulunan 1980/477 esas sayılı davanın sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece bu davanın sonucunun beklenmesine gerek görülmemiş ve birlikte kusur dikkate alınarak manevi tazminatın miktarı tayin edilirken, indirim sebebi sayılmıştır. Gerçekten kişilik hakları saldırıya uğrayan kişinin tahrikinin bulunması halinde mutlaka "ağır kusur"un ortadan kalkmıyacağı, her olayın özelliğine göre durum takdir edilmesi gerektiği uygulamada benimsenmiştir (4 HD.nin 27.10.1969 gün, 10953 E.,7042 K. sayılı kararı, HGK. nun 6.10.1973 gün, 4-91 E., 766 K. sayılı kararı). Ancak, bu davada olayın özelliğine göre, tahrikin ağır kusuru bertaraf edecek nitelikte olup olmadığının takdir edilmesi gerekmektedir. Bu davada davalı şirketin ileri sürdüğü hususlar isbatlanırsa, ağır kusuru ortadan kaldıracak nitelikte olduğu ve davalı şirketin bu ilanı yayınlamak zorunda kaldığı, davacıların buna sebebiyet verdikleri kabul edilmek gerekir. Bu nedenle de az yukarıda değinildiği gibi 1980/477 sayılı davanın sonucu beklenmelidir. Mahkemece bu durumun sadece bir indirim sebebi sayılmış olması yerinde görülmemiştir...) gerekçesiyle bozlularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tesbit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır (HUMK. m. 409/2). İşlemden kaldırılmasını gerektiren hallerden birinin gerçekleştiği anda karar verilmemiş olsa bile kendiliğinden kaldırılmış sayılır.
Dava, dosyanın işlemden kaldırıldığı günden başlayarak üç ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır (HUMK. m. 4 ve 9/4). Harç ödenmemiş ise yargılama yapılamaz. Nitekim 492 sayılı Harçlar Yasasının 32. maddesi "yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz", hükmünü uyulması zorunlu kural olarak getirmiştir.
Davaya konu olayda Yargıtay 4. HD.nin bozma kararı taraf vekillerine tebliğ olunmuş karar düzeltme süresi 13.9.1982 günü son bulmuştur. Dosya 14.9.1983 tarihinde yeniden esas defterine kaydolunmuş, bu günden itibaren bir ay içinde gün tayin ettirilmediğinden 14.10.1982 günü dosya işlemden kalkmış sayılır. İşlemden kaldırma kararının daha sonraki bir tarihte yazılmış olması davacıya bir hak vermez. Davacının dosyanın işlemden kaldırıldığı 14.10.1982 gününden itibaren üç ay içinde harçsız yenileme talebinde bulunması gerekir iken, bu süre geçirildikten sonra 19.1.1983 günü peşin harcı ödenmeden dava yenilenmiş, Mahkeme harç almadan yargılama yapmış hüküm kurmuştur. Dosyanın işlemden kaldırıldığı günden itibaren üç ay geçtikten sonra yapılan yenileme isteğine rağmen harç alınmadan yargılama yapılması ve hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle HUMK. nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ve istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.4.1985 gününde oyçokluğuyla karar verildi.