 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/58
K: 1985/36
T: 23.01.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.3.1982 gün ve 1982/36 E. 1982/159 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14.6.1982 gün ve 1982/5197-6203 sayılı ilamı: (... Davacı Kurum, davalı gazetede, davalıların imzasıyla yayımlanan yazı nedeniyle kişilik hakkına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek 1.000.000 lira manevi tazminat talep etmiş ve mahkeme 250.000 lira manevi tazminatın tahsiline karar vermiştir.
Davacının manevi tazminat isteği Borçlar Kanunun 49. maddesinden kaynaklanmaktadır. Manevi tazminata temel olan ana düşünce; kişilik hakkına yapılmış saldırı sonucunda ortaya çıkan ruhsal çöküntü ve duyulan manevi acıların dindirilmesi; başka bir deyişle, saldırı ile ortaya çıkan değişikliği ortadan kaldırmak, saldırıdan önceki duruma geri gelmesini sağlamaktır. Borçlar Kanununun 49/1. maddesinde, manevi giderim olarak belirli bir paranın ödeneceği kabul edilmiştir. Burada para ödeme yoluyla sağlanan sonuç saldırıya uğrayan kişinin, saldırganın Devlet eliyle belirli bir parayı ödemeye mahkum edildiğini görerek, bir tatmin, bir rahatlama duygusuna sahip olması ve dolayısıyla manevi acı ve çöküntülerden kurtulmasıdır. Saldırganın bu biçimde tazminatla yükümlendirildiğini görmek saldırıya uğrayan kişide belirli bir para kazanmaktan çok "bir tatmin duygusu" yaratıcı niteliktedir.
Bilindiği gibi, manevi tazminatın kapsamının belirlenmesi için belirli bir ölçü getirilememesi nedeniyle, takdir yetkisi tamamen hakime bırakılmıştır. Hakim bu takdir hakkını kullanırken hukuk biliminin bu yolda getirdiği ana kurallardan yararlanmak ve Türk toplumunun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle tarafların gerçek durumu ile olayın özel niteliğini ve sonuçlarını gözönünde bulundurmak zorundadır. Davalılardan ve davaya konu olan yazının yazarı ve gazetenin sorumlu müdürü, Ankara Basın Toplu Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.1981 T. ve 40/63 sayılı kararıyla, "davacıya yayın yoluyla hakaretten TCK.nun 482/son maddesi gereğince mahkum oldukları ve cezaların ertelenmediği" anlaşılmıştır. Mahkemece, manevi tazminat miktarını takdir ederken davalıların ceza mahkemesindeki mahkumiyetlerini nazara almamıştır. Yukarıda da açıklandığı gibi manevi tazminatın amacı bir tatmin duygusunun yaratılmasını sağlamaktır. Davalılardan ikisinin ceza mahkemesinde mahkum olmaları, davacı Kurumun tüzel kişiliğini ve bu tüzel kişiliğin üyelerini kısmen tatmin ettiği gerçeği tartışılamaz. Bu nedenle mahkemenin olayın ceza mahkemesinde gerçekleşen sonucunu gözetmeden takdir hakkını kullanması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Olayda manevi tazminat hükmedilmesini gerektirir koşullar gerçekleşmiştir. Davalılardan ikisi her ne kadar ceza mahkemesinde mahkum olmuşlar ise de, manevi tazminatla güdülen amacın ceza mahkumiyet ilamı ile kısmen de olsa karşılandığı düşünülemez.
Keza olayla ilgili olarak Bakın Kanunu uyarınca hüküm özetinin yayınlanmış bulunması hali için de aynı düşünceler geçerlidir. Bu nedenlerle mahkemece ceza mahkumiyeti ilan ve Basın Kanunu uyarınca hüküm özetinin yayınlanmış bulunması hali dikkate alınmadan manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 23.1.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.