 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/558
K: 1985/317
T: 12.04.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "senet iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi')nce davanın reddine dair verilen 5.10.1982 gün ve 42 -176 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 21.12.1982 gün ve 10942 - 11565 sayılı ilamıyla; (...Dava noterde düzenlenmiş bulunan tapuda kayıtlı bir taşınmazın satışının vaadine ilişkin senedin iptaline karar verilmesi isteğidir. Taraflar kardeştirler. Satış vaadi senedi tarafların ortak miras bırakanı ile davalı arasında düzenlenmiştir. Dava dilekçesinde bu işlemin satış olmadığı, bağış bulunduğu ileri sürülmekle beraber amacın mirastan al kaçırmaya yönelik bulunduğu iddia edilmektedir. Davacılar bu iddialarını ispat için tanık dinletmek istemişlerdir. Mahkeme ise iddanın yazılı delille isbatı gerektiğinden ve karşı tarafa yemin de teklif edilmediğinden sabit olmayan davanın reddine karar vermiştir.
Oysa miras bırakanın mirasçılardan biri ile anlaşıp diğerlerini mirastan mahrum etmek için taşınmazını ona satmış gibi göstermesi diğer mirasçılarına karşı işlenmiş bir haksız eylemdir. Kendileri bu iddialarını her türlü delille isbatlayabilirler. Esasen muvazaalı işlemde taraf olmayan mirasçıların muvazaayı isbata yarayacak yazılı delil sağlamalarına olanak yoktur. O halde mahkemenin bu konuda tarafların gösterdikleri şahitleri de dinledikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, tanıklar dinlenmeksizin subuta ermediğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacılar vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar isteklerinde miras bırakanın haklarına halef olarak değil, doğrudan doğruya kendi haklarına dayanarak dava açmış bulunduklarına göre, olayda tanık dinlenmesi mümkündür. Mahkemece tanık dinlenmişse de sonradan tanık dinlenemeyeceği gerekçesinden hareketle davanın reddine ilişkin önceki kararda direnilmiştir.
Az önce açıklanan hukuki esaslara göre dinleme isabetsizdir. O halde olayda tanık dinlenmesi caiz bulunması itibariyla bu açıdan deliller değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmek ve bu nedenlerle de, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin harcının geri verilmesine, 12.4.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.