 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/375
K: 1985/12
T: 16.01.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "veraset" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ankara 10. Sulh Hukuk mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 22.9.1982 gün ve 1982/459-840 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 20.1.1983 gün ve 1983/459-840 sayılı ilamıyla, (...Mirasçı nasp edilen "atanan" kişinin bu sıfatı belirtilmek üzere karar verileceği Medeni Kanunun 538. maddesi gereğindendir. Buna rağmen isteğin yanlış yorumu suretiyle talebin red olunması usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : MK.nun 463. maddesi miraçı nasbı konusunun düzenlemiş olup şu hükümleri getirmiştir: "Muris, terekenin tamamı, yahut şayi bir cüz'ü için bir veya birkaç kimseyi mirasçı nasbedebilir. Terekenin tamamı veya şayi bir cüz'ünü olmak üzere bir şahsı tayin eder her tasarruf mirasçı nasbı hükmündedir".
MK.nun 538. maddesi hükmünce "vasiyetnamede miraçı nasbedilmiş olup da, hakları kanuni mirasçıları yahut tarihi mukaddem olan bir tasarruf ile lehlerine teberru vaki olanlar tarafından sarahaten itiraza uğramayan kimseler, tebliğ tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonra miraçılık sıfatları hakkında ellerine resmi bir vesika verilmesini sulh hakiminden isteyebilirler". Bu belgenin verilmesini manzup mirasçılar isteyebilirler; ancak kanuni mirasçılarında kuşkusuz böyle bir belgenin verilmesini istemek hakları vardır.
538. madde uyarınca verilen belge mansup mirasçıya tereke malları üzerinde zilyedlik hakkı, tasarruf hakkı verir. Şu husus özelde belli bir mal vasiyet edilen kimse 538. madde de sözü edilen belgenin verilmesini isteyemez. Olayda, vasiyetnamede kullanılan sözlerden terekenin tamamı için mirasçı nasbının söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle mahkemece Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 16.1.1985 gününde oyçokluğu ile karar verildi.