 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/2386
K: 1983/4222
T: 27.04.1983
DAVA : Davacı, (... İş Sözleşmesinin, davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı alacakları ile ödenmeyen fazla çalışma ve tatil ücretlerinin...) davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı özel dairece, yukarıya metni aynen alınan ilamla ozulmuş, ancak, mahkeme önceki kararında direnmiştir.
KARAR : Görüyülor ki uyuşmazlık, fazla çalışma ve tatil ücretlerine ilişkin bulunmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu'nun 18.9.1981 gün ve 1979/175 E. 1981/607 K. sayılı ilamında da çok açık bir şekilde vurgulandığı üzere; ilke olarak, işçi fazla çalışma yaptığını tanıkla ispat edebilir. Tanık sözlerinin değerlendirilmesi açısından gerektiğinde fazla çalışıldığı iddia olunan işin niteliği itibariyle fazla çalışmaya elverişli bulunup bulunmadığı hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.
Öte yandan, ordrolarda fazla çalışma ve tatil sütunu bulunup da bu sütünun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez ve böyle bir bordronun işçi tarafından ön koşulsuz ihtirazi kayıtsız) imzalanmış bulunması da bu haktan feragat edildiği anlamında yorumlanamaz. Çünkü bilindiği gibi, önkoşul (ihtirazi kayıt), belli hakları kullanmak konusunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu konuda vaki beyanıdır. O halde, bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, işçi tarafından imzalanan belgede ayrı bir sütun bulunmasına rağmen hiçbir işçiye fazla saat ücreti tahakkuk ettirilmemiş ise bu takdirde bordroyu imzalayan işçilerin ayrıca önkoşul ileri sürmesi gerekmez. Buna karşılık aynı bordroda fazla çalışma ve tatil çalışması olmadığı açıkça yazılı olan ya da bir kasım işçilerin fazla çalışma ve tatil ücretine hak kazandıkları yazılı bulunan durumlarda, fazla çalışma yaptığı veya tatilde çalıştığı halde kendisi için bir tahakkuk yapılmadığını ya da eksik yapıldığını gören işçi bordroyu imzalarken bu yönde bir önkoşul ileri sürmek zorundadır; aksi halde, önkoşulsuz bordroyu imzalaması bu haktan feragat anlamına gelir.
Olayımızda ücret bordroları incelendikte; örneğin, 1971 ve 1972 yıllarına ait bordroların fazla çalışma sütunlarının boş bırakıldığı; 1973 yılında ise, bazı aylarda fazla çalışma ücreti ödendiği; 1974 yılında fazla çalışma gösterilmediği ancak, bir kısım tatil ücreti ödendiği; 1975 yılının bazı aylarına ait bordrolarda da, hafta tatili ve fazla çalışma ücretleri ödendiğinin yazılı bulunduğu görülmektedir.
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller toplanıp inceleme yapılarak, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken bundan zuhul olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.4.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.