 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/196
K: 1984/387
T: 11.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "rücuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.5.1981 gün ve 1980/2546-1981/234 sayılı kararın incelenmesi davacı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 30.6.1981 gün ve 3491-4078 sayılı ilamı ile; "...Taraflar arasında, olayda uygun neden sonuç bağlantısının gerçekleşmediği yolunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki; zararlandırıcı sigorta olayında tüm kusurun ölen sigortalıda olduğu bilirkişi tarafından düşünce olarak bildirilmiş; bu yöne davacı kurumun itirazı olmamıştır. Şu duruma göre, sigortalının belirtilen kusuru karşısında, Borçlar kanununun 44 üncü maddesi gereğince % 50'den çok daha fazla rücu alacağından indirim yapılması yapılması gerekeceğinin düşünülmemiş bulunması usule ve yasaya aykırıdır." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelererek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtları, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlerle ve özellikle, davanın dayanağı olan 506 sayılı SS. Yasasının 10. maddesi hükmünün, sigortasız işçi çalıştıran işverenler aynı Yasanın 26. maddesinde yazılı halleri aramaksızın bir tür kusursuz sorumluluk esasınca sorumlu tuttuğuna; ancak olayın meydana gelmesinde yararlanan işçinin birlikte kusuru söz konusu olduğu ahvalde hükmedilecek tazminattan bir indirim yapılmasının mümkün bulunduğuna ve davanın konusunu oluşturan yaralanma olayının meydana gelmesinde yararlanan işçinin % 100 kusurlu olması nedeniyle, bu maddi olgu ve Özel Dairenin kurallaşmış uygulamaları gözetilerek hükmedilecek tazminattan % 50'nin üzerinde bir indirim yapılmasının hakkaniyete ve Borçlar Yasasının 43. maddesine uygun düşeceğine göre, hukuk Genel kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.4.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.