 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/132
K: 1985/126
T: 22.02.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KASTAMONU Asliye hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.5.1985 gün ve 383-324 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 4.5.1987 gün ve 384-1897 sayılı ilamı:
(..Taraflar arasındaki nakliye şartnamesinde nakliyelerin, demir ve deniz yolu olan mahallerde demir ve deniz yolu ile, olmayan yerlerde kara yolu ile yapılacağı kabul edilerek bedellerinin hesaplanacağı ve kara yolu nakliyelerinde nakliye mesafesine göre kamyon taşıma formüllerinden biri tatbik edileceği tesbit edildikten sonra, şartnamenin ikinci sahifesinin son paragrafında aynen (Müteahhit nakliyatı ne şekilde yaparsa yapsın; nakliye bedelleri yukarıdaki esaslara göre hesaplanır.) denilmek suretiyle nakliyenin hayvan sırtında yapılması hali öngörülmemiş ve ancak doksan metreye kadar nakliyelerin el arabasıyle yapılabileceğine dair bir istisna kabul edilmiştir. Davacı üzerine aldığı işi bu şartlar dahilinde kabul etmiş bulunmasına ve ilçe emanet komisyonunun nakliyenin hayvan sırtında yapılması hususunda ittihaz eylediği karar, nakliye işinin hayvanla yapılmasına izni tazammun edip bedelin de buna göre ödeneceği anlamını taşımamasına göre, yazılı şekilde karar ittihazı yerinde olmadığı gibi, Bayındırlık Genel Şartnamesinin 33. maddesi uyarınca müteahhidin hakediş raporlarını herhangi bir itirazda bulunmaksızın imza edip etmediği araştırılarak, şayet bir itirazda bulunmamış ise, hakediş raporlarında yazılı istihkakı kayıtsız ve şartsız kabul etmiş sayılacağından bu nokta üzerinde gerekli inceleme yapılmamış olması da kanuna aykırı bulunmuştur..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 22.2.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.