 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1983/108
K: 1985/158
T: 06.03.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; YENİMAHALLE Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 27.1.1982 gün ve 1976/746 E., 1982/9 K. sayılı kararın incelenmesi davacı T.E.K. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 1.6.1982 gün ve 1982/4157-5694 sayılı ilamı: (... Davacı, davalı ile diğer üç komşu parsel sahibinin TEK'e ait nakil hattının emniyet sahasına tecavüz ederek inşaat yaptıklarını, bu yüzden hattın güzergahını değiştirmek zorunda kaldığını, bu süre içinde ceryan satma imkanı da olmadığını, bu sebeple toplam 230.555.60 lira zarara maruz kaldıklarını, zararın 112.500 lirasının haksız tecavüzde bulunan diğer üç parsel sahibinden alındığını, 4 parsel sahibinin haksız fiili birlikte işlemleri ve zarara sebebiyet vermeleri dolayısiyle zararın tamamının veya bir kısmının haksız fiili işleyenlerin hepsinden veya bir kısmından tamamen istenebileceğini, bu kurala dayanarak davalıdan geri kalan zararın tamamının istenmiş olduğunu ileri sürmüş ve tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıdan başka diğer üç parsel sahibinin de emniyet sahasına tecavüzleri dolayısiyle davacının 230.555.67 lira zarara uğradığı anlaşıldığından bunun 1/4/57.638.90 liranın tahsiline fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 50. maddesi gereğince birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettiklerinde zararda müteselsilen sorumlu olurlar. Şu hale göre meydana gelen zararın bir bölümünü diğer parsel sahiplerinin ödemiş bulunmaları, davacının geri kalan zararının tamamını birlikte zarar ika edenlerin tamamından veya bir kısmından isteme hakkını ortadan kaldırmaz. Çünkü; birlikte zarar ika eden parsel sahipleri zararın tamamından müteselsilen sorumlu olurlar. Borçlar Kanununun 142. maddesi gereğince de alacaklı borçluların cümlesinden veya birinden borcun tamamını veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir. Paranın tamamen edasına kadar bütün borçluların mesuliyeti devam eder. Bu itibarla mahkemece benimsenen 230.555.67 lira zararın diğer üç parsel sahibinin ödediği 112.500 liralık kısmı düşüldükten sonra geri kalan 118.055.67 liranın davalıdan tahsiline karar verilmek gerekirken, tüm zararlar davalı 4393 parsel sahibinin hissesine isabet eder. 57.638.90 liranın tahsiline karar verilmiş bulunması Usul ve Kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı idarenin, davalının dışındaki diğer üç parsel sahibi ile sulh yolu ile anlaşarak onlardan tazminatı tahsil etmiş olması dikkate alındığında mahkemenin direnme kararı netice itibariyle isabetli bulunmaktadır. Bu durum karşısında teselsül keyfiyetinin tartışılmasına gerek kalmaksızın direnme kararını onanması icabeder.
SONUÇ : Davacı T.E.K. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 6.3.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.