 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/7-468
K: 1984/26
T: 23.01.1984
- KAÇAKÇILIK DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİ
ÖZET: Kaçakçılık suçunun son soruşturmasının yapıldığı yerdeki mahkemeler birden çok daire ye ayrılmış ise, görevli mahkeme bunların (1) numaralı olanıdır.
(1918 s. Kaçakçılık K. m. ek m. 4)
Kaçakçılık suçundan sanık Ferruhun hakkında açılan kamu davasının (Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi)'nde yapılan yargılaması sırasında; anılan mahkeme, 12.9.1983 gün ve 202 - 150 sayı ile: (27.7.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2867 sayılı Kanunun ek -4. maddesi hükmü gereğince kaçakçılık suçlarına ait davalara birden ziyade ağır ceza mahkemesi olan yerlerde "1" numaralı mahkemeler bakacağından... dava dosyasının Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine) karar vermiş;
Bu karara Bursa C. Savcılığınca yapılan itirazı inceleyen Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi, 13.10.1983 gün ve 86 sayı ile: (...İtirazın kabulü ile Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin... görevsizlik kararının kaldırılmasına, davanın Bursa 2. Ağır C eza Mahkemesi'nde yürütülmesine) karar vermiştir.
Bu kararın bozulması, Yüksek Adalet Bakanlığı'nın 9.11.1983 gün ve 70328 sayılı yazılı emirlerine atfen C. Başsavcılığı'nın 17.11.1983 gün ve 937 sayılı ihbarnamesi ile istenmiş; dosyayı inceleyen 7. Ceza Dairesi, 28.11.1983 gün ve 4952 - 5048 sayı ile:
(1918 sayılı Kanunun ek -4. maddesinde yer alan "son soruşturmanın yapılacağı yerdeki mahkemelerin birden çok daireye ayrılmış olması halinde bu davalara, o mahkemenin "1 " numaralı olanında bakılır" hükmü, CMUK.nun 1 ile 8. maddesinde konulmuş olan esas kaidelere ne bir istisna ne de aykırı bir hükümdür. Görevli ve yetkili olan mahkeme kesin olarak belirlenmemiştir. Bu husus maddenin 2. fıkrasında açıkça görülmektedir. Kaçakçılık Kanunu ile ilgili davaların iş sayısı esas alınarak aynı dereceli mahkemelerin "1 " numaralısından sonra gelenleri tarafından da bakılabileceği ifade edilmekle, bu tür davaların yalnız " 1 " numaralı olanında bakılmasının şart olmadığı belirtilmiştir. Diğer taraftan bu tür davayı gören mahkemenin başka suçlara ait davaları da görebileceği hükme bağlanırken mahkemenin görev ve yetkisinin sınırlanmadığı vurgulanmıştır.
Maddede; davayı görecek mahkemenin bakabileceği dava sayısı bakımından bir limit yer almadığı gibi, maddenin yürürlüğünden önceki uygulama tekrarlanmış ve kaçakçılık davaları yönünden iş sayısı esasına göre tevzi sistemi getirilmiştir. Bu sistemle de davaların süratle ihtisaslaşmış mahkemelerce görülmesi amaçlanmıştır. İhtisaslaşma sağlanırken de aynı dereceli mahkemelerin görev ve yetkilerinin kısıtlanması yoluna gidilmemiştir. Nitekim, bu husus madde gerekçesinde de çok açık bir şekilde "davaların süratlendirilmesi amacıyla ihtisaslaşmayı sağlamak üzere mahkemelerin bazılarının bu davalara tahsisi öngörülmüştür" şeklindeki ifadeyle teyit edilmiştir.
Bu amaç doğrultusunda konuya bakıldığında sonuçlandırılması son aşamasına kadar gelmiş bulunan davaların aynı görev ve yetkiye haiz bir mahkemeden alınıp diğer bir mahkemeye verilmesi, esasen mevcut ise yenilerinin eklenmesi ile davanın uzamasından başka bir sonuç veremeyeceğine göre amaca ters düştüğü görülecektir.
Aynı tür davaya, görev ve yetki bakımından aynı dereceli mahkemelerde bakıldığına göre, kamu düzeni yönünden de tereddüdü mucip bir durum bulunmadığı gibi, gerek ek -4, gerekse müteakip maddelerde kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan kaçakçılık suçlarıyla ilgili davanın " 1 " numaralı mahkemelere devredileceği hususunda bir hüküm de yer almamıştır.
İzah edilen nedenlere göre, Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen .13.10.1983 gün ve 1983/86 itiraz sayılı karar usul ve kanuna uygun bulunduğu cihetle yazılı emre dayanan C. Başsavcılığı'nın ihbarnamesi münderecatı yerinde görülmediğinden reddine) karar vermiştir. Bu karara karşı, 30.12.1983 gün ve 154 sayılı itiraz yoluna baş. vuran C. Başsavcılığı'nca:
(1 - 1918 sayılı Yasaya 2867 sayılı Yasa ile eklenen ek -4. maddesinde "bu kanun kapsamına giren suçların son soruşturmasının yapılacağı yerdeki mahkemelerin birden çok dairelere ayrılmış olması halinde bu davalara, o mahkemenin " 1 " numaralı olanında bakılır. Bu davaların özelliği de dikkate alınarak iş sayısının o mahkemenin bakabileceği azami miktarı aşması halinde bu miktarı aşan davalara aynı derecedeki sıra sayısı takip eden mahkemede bakılır. Dava sayısının iş bölümü uyarınca belirlenmiş miktarı aşması halinde bu mahkemeler diğer davalara da bakarlar" kuralı öngörülmüştür.
2 - 1918 sayılı Yasaya aykırı eylemden sanıklar hakkında açılan kamu davasının yürütülmesi sırasında, anılan kural doğrultusunda davanın Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilmesi yolundaki kararın itiraz mercii Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nce kaldırılması nedeniyle Yüksek Adalet Bakanlığı'nın yazılı emirleri üzerine Yargıtay Yüksek 7. Ceza Dairesi'nin yukarıda niteliği açıklanan kararında yazılı emir nedenini yerinde görülmeyerek Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nin uygun görülen kararından ötürü C. Başsavcılığı'nın ihbarname yazısının reddi yoluna gidilmiştir.
3 - 2867 sayılı Yasanın ek -4. maddesinin gerekçesinde "kaçakçılık davalarının hızlandırılması ve uzmanlaşmayı sağlamak amacı ile mahkemelerin bazılarının bu davalara ayrılmasının öngörüldüğü" belirtilmiştir.
Yasa koyucunun yargılama yöntemine ilişkin olarak öngördüğü kuralın, yürürlükte bulunan davanın kaldığı yerden başlamak üzere yeni kurala bağlı olması öğretide "doktrinde" kabul edildiği bir gerçektir "Faruk Erem, Ceza Usulü Hukuku, Genişletilmiş 2. Baskı, A. Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları, No: 231, Yaprak 60- 61".
Nitekim, yöntem açısından yasada öngörülen değişikliğin yürütülmekte bulunan davalara uygulanması gerektiği yolunda benimsenen görüş Yüksek Ceza Genel Kurulu'nun 1976/8 - 202 - 206 sayılı kararında vurgulanmıştır.
İş yoğunluğunun bulunduğu yerlerde 1918 sayılı Yasada öngörülen eylemlere ilişkin davaların öncelikle görülmesi gereken davaların önünde yürütülmesinin sağlanması aması ile ve ayrıca uzmanlaşmış mahkemelerde yargılamanın hızlandırılması ve çabuklaştırılması amacına yönelik düşünce ile mahkemelerin birden fazla daireye ayrılması karşısında o mahkemenin " 1 " numaralı olanında bakılacağı ve davaların özelliği de gözönüne alınarak iş sayısının o mahkemenin bakabileceği sayıyı aşması karşısında aynı derecedeki sıra sayısını izleyen mahkemede bakılması yukarıda açıklanan ek-4. maddede öngörülen ilke gereğidir.
Açıklanan nedenlerle, Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi) talep olunmuştur. 1918 sayılı Yasaya 2867 sayılı Yasa ile eklenen ek -4. madde hükmü ile, belli suçların ve suçluların daha iyi yargılanabilmelerini temin için, aynı dereceli mahkemeler arasında bir sıra nizamı getirilmiştir. Anılan madde hükmü, 6085 sayılı Yasada yer alan Trafik Mahkemeleri" gibi, 1567 sayılı Yasada yer alan "Döviz Mahkemeleri" gibi yeni mahkeme kuran bir hüküm değildir.
1918 sayılı Yasanın ek -4. maddesi kül halinde değerlendirildiğinde: Anayasa Mahkemesince iptal edilen CMUK.nun ek -3. maddesinin 2. fıkrasında olduğu gibi, yalnızca belirli bir mahkemenin görevlendirilmesi hükmünü taşımamakta; iş sayısı esas alınarak 1918 sayılı Yasaya ilişkin davaların "aynı derecedeki sıra sayısını takip eden diğer mahkemelerde de bakılabileceğini", "dava sayısının iş bölümü uyarınca belirlenmiş miktarı aşması halinde bu mahkemelerin diğer davalara da bakacaklarını" kabul etmek suretiyle, bu çeşit davalara bakma görevi belli bir mahkemeyle sınırlandırmamaktadır.
Anılan yasa maddesinin konuluş amacı: "Davaların süratlendirilmesi amacıyla ihtisaslaşmayı sağlamaktır". Diğer mahkemelerin görev ve yetkilerinin kısıtlanması sözkonusu değildir.
Belli bir aşamaya kadar gelmiş bulunan davaların, aynı görev ve yetkiyi haiz bir mahkemeden alınarak, diğer bir mahkemeye verilmesi davaların uzamasından başka bir sonuç doğurmayacağından, inceleme konumuzu teşkil eden yasa maddesinin konuluş amacı ile bağdaştırmaya imkan bulunmamaktadır.
1918 sayılı Yasanın ek -4. maddesinin uygulanması ancak yeni açılacak davalarda sözkonusu olabilecektir.
Bu itibarla, C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 3. Ceza Dairesi Başkanı M. Oğuz : (Yetki ve görev hususu, öteki kanunlarda istisnai bir hüküm bulunmadıkça CMUK.nun genel hükümleri ile belirlenir. Örneğin, adam öldürme suçundan açılan davalara, suçun işlendiği çevredeki ağır ceza mahkemesinde bakılacağı tabiidir. Ağır Ceza Mahkemesi birden fazla ise, tevzide dosya hangi numaralı ağır ceza mahkemesine düşmüş ise, davaya o mahkeme bakıp bitirecektir.
Ancak bir memur görevini icra sırasında böyle bir suç işlerse : Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunun 7. maddesi gereğince, suçun işlendiği ilçe merkezinin bağlı bulunduğu il merkezindeki ağır ceza mahkemesi bakacaktır. Zira sözü geçen kanunun 7. maddesi böyle emretmektedir.
1918 sayılı Kaçakçılık Kanununa eklenen ek -4. maddeleri hükmü gayet açıktır. Sözü geçen kanunun kapsamına giren davaların son soruşturmasının yapılacağı yerdeki mahkemeler birden fazla ise, bunlardan (1) numaralı olanında bakılacağı öngörülmüştür ve mutlaktır.
Göreve taallük eden hususlardaki kanun değişikliklerinin kamu düzeni ile ilgili bulunduğu ve kanunda aksine bir hüküm mevcut olmadığı hallerde geçmişe ytirtiyeceği, öteden beri Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları cümlesindendir.
Ayrıca öğretide : Yasa koyucunun yargılama yöntemine ilişkin olarak öngördüğü kuralın, yürürlükte bulunan davanın kaldığı yerden başlamak üzere, yeni kurala uygun olarak yapılacağı kabul edilmektedir "F. Erem, Ceza Usulü Hukuku, 2. Bası, No: 231 S. 60".
2867 sayılı Yasanın ek -4. maddesinin gerekçesinde, "sözkonusu davaların çabuklaştırılması ve ihtisaslaşmanın sağlanması için bu hükmün getirildiği" belirtilmiştir. Gerçekten kaçakçılık suçlarına ilişkin davalar, özel bilgilerle mücehhez hükümler isteyen teknik konulan içermektedir. Bu davaları ihtisaslaşmış Hakimler görürse, daha çabuk, daha isabetli ve adil kararlar beklenebilir. Bu sebeplerle belirli mahkemenin bakmasında yarar vardır. Ceza Genel Kurulu'nun 19.4.1976 gün ve 202-206 sayılı kararı da açıklamaya çalıştığımız ilkeler doğrultusundadır. Uygulamada birlik sağlanması lazımdır. Aynı tip olaylarda başka başka kararlar verilmesinin yüce Yargıtayının sıfat ve ilmi, kazai itibarına uymayacağı inancını taşıyoruz.
Özel Dairece ileri sürülen "bu türlü hareket edildiği takdirde işler uzar düşüncesinin; kanunun açıklığı, öteden beri vaki uygulamalar karşısında kabule şayan olmaması gerekir.
Öte yandan HUMK. nu değiştiren 2494 sayılı Kanunun geçici maddesine "sulh hukuk mahkemelerinin, değer yönünden vaki artırmalarda, o güne kadar açılmış davalara eskisi gibi bakılacağı" ihtirazi kaydı konulmak suretiyle, asliye hukuk mahkemelerine açılan davaların sulh hukuk mahkemelerin gönderilemeyeceği belirtildiği gibi; 2248 sayılı Kanunla, CMUK.nun ağır ceza mahkemelerinin görevine ilişkin 421. maddesi değiştirilerek, ağır ceza Mahkemelerinin daha önce 5 seneden fazla hapis cezasına ilişkin cürümlere ait davalara bakma görevi, 10 seneden fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlerle sınırlandırılmış, ancak kabul edilen başka bir yasa maddesiyle, yapılan bu değişikliğin geçmişe yürümeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu örneklerle, görevle ilgili hususlara ilişkin yasa değişikliklerinin geçmişe yürümesini istemeyen kanun koyucunun, yasaya açık hükümler koyarak bu konuya hallettiği belirgin bir şekilde anlaşılmaktadır) diyerek; diğer üyeler ise: (haklı nedenlere dayanan C. Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiğini) ileri sürerek, bu yolda oy. kullanmışlardır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 23.1.1984 gününde, üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.