 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/489
K: 1983/8
T: 24.01.1983
DAVA : Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermekten sanık Yahya Emen'in, TCK.nun 459/2-son maddesi ve 2248 sayılı Yasa da gözönünde bulundurulmak suretiyle ve (... Fiilden hasıl olan neticenin ağırlığı gözetilerek takdiren ve teşdiden ve neticeten 1 ay 14 gün hapis ve 1500 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine, fiili işleyiş biçimi ve özelliği nazara alınarak 647 sayılı yasının 4. maddesinin tatbikine mahal olmadığına...) ilişkin hüküm, Özel Dairece;
(1- Olaya 6/8 oranındaki kusuru bulunan sanık hakkında, suçun işleniş şeklinde aleyhe takdire neden olan özelliklerin nelerden ibaret bulunduğu gerekçeleriyle açıklanmadan 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmaması yasaya aykırıdır...)
2- Taksirli suçta 2/8 kusurlu bulunan sanık hakkında, suçun işleniş şeklinde aleyhe takdire neden olan özelliklerin nelerden ibaret bulunduğu gerekçeleriyle açıklanmadan 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmaması yasaya aykırıdır ...) biçimindeki gerekçesiyle bozulmuştur.
KARAR : Mahkeme ise, ikinci bozma nedenine uyarak gereğini yapmış, 1. bozma nedenine karşı; "Mağdura ait geçici ve kesin raporlarda aldığı yaralardan ötürü hayati tehlike geçirdiği açıkça belirtilmiş ... yaraların hayati tehlike yaratması bir tarafa, 25 gün mutad işgaline mani olacağı mütalaa olunmuş bulunduğunda, hasıl olan neticenin ağırlığına göre asgari haddin üstünde ceza tayin olunmuştur ..." gerekçesiyle direnmiştir.
Sanık, yönetimindeki kamyonla Burhanie-Ayvalık istikametinde seyrederken yolun sol tarafında duran otobüsün arka tarafından yola çıkarak karşı tarafı geçmek isteyen mağdura çarpması sonucu hayati tehlike edecek ve 25 gün iş-güçten kalacak şekilde onun yaralanmasına sebebiyet vermiş olup, olayda sanık 2/8, mağdur ise 6/8 kusurludur.
Hükme dayanak alınan hekim raporuna göre, mağdur 9 gün hastanede yattıktan sonra salah ve taburcu edilmiştir. Raporda mevcut hayati tehlike kaydıyla asgariye yakın olan iş-güçten kalma süresi uygulanan kanun maddesinde derpiş edilen yasal unsurlardır. Temel ceza tayin edilirken asgari hadden ayrılmayı icap ettiren sebeplerin objektif ölçülere göre; suç ile cezanın orantılı olma niteliğini bozmayacak ve hakkaniyet- nesafet kurallarına ters düşmeyecek mahiyette olması hukuki bir zorunluluktur. İstikrar bulmuş duraksamasız uygulama da bu yöndedir.
Fiilin işlenişinde vehamet veya sanığın kişiliğinde redaet olarak nitelendirilecek olumsuzlukların saptanamaması halinde cezanın teşdidine gitmek, takdirde zafiyete yol açacağı gibi, aynı şartlarda ika olunan fiillere yanı ceza verilir şeklindeki ceza adaletini ve eşitliğini sağlayan hukuk ilkesine de ters düşer.
SONUÇ : Açıklanan bu duruma göre; olayda cezanın teşdiden tayini gerektiren şahsi veya fiili bir neden bulunmadığı gözetilmeden, mücerret ve dosya içeriğine uymayan bir kabule dayanılarak sonucun ağırlığından bahisle asgari haddin üstünde ceza tayininde isabet bulunmadığından, sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir (Oybirliği ile).