 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/461
K: 1984/201
T: 04.06.1984
DAVA : Yankesiciliğe teşebbüs suçundan sanık Mehmet'in hükümlülüğüne dair İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 13.9.1983 gün ve 855 - 757 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek 17.11.1983 gün ve 7465-8645 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün onanması istemini bildiren 26.12.1983 gün ve 114 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hırsızlığa teşebbüs suçundan sanık Mehmet'in, TCK.nun 492/6-7 son, 62, 81/2, 525. maddeleri gereğince üç sene, on ay yirmi gün hapis cezası ile tecziyesine aynı süre emniyeti umumiye nezareti altında bulundurulmasına ilişkin hükmü Özel Daire:
Sanık Mehmet'in belediye otobüs durağında otobüse binmeye hazırlanan mağdur Ahmet'in cebinden yankesicilik suretiyle parasını aldığı sırada durumu farkeden mağdur tarafından yakalandığı, oluşa uygun kabulden anlaşılmasına göre suçun nakliye vasıtası dışında ve TCK.nun 492/6. maddesinde gösterilen yerlerden sayılmayan şehir için belediye otobüs durağında işlendiği gözetilmeden, anılan madde bendine dayanılarak sanık hakkında aynı maddenin son fıkrasının uygulanması suretiyle fazla ceza tayini isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca:
Suç belediye otobüs durağında, otobüse binmeye hazırlanan mağdurun cebinden para alınmak suretiyle işlenmiştir.
TCK.nun 492. maddesinin 6. bendindeki seyehat kelimesi uzak veya yakın her yolculuğu içine alır Yolculuğun devam süresinin ehemmiyeti yoktur.
Şehirdeki troleybüs ve otobüs durak ve istasyonlarında işlenen hırsızlıklar hakkında da bu bendin uygulanması gerekir..(Dr. Sulhi Dönmezer, Ceza Hukuku, Özel Kısım, Bası 19074).
Ceza Genel Kurulu ve Yüksek 6. Ceza Dairesi'nin öteden beri uygulamaları da bu yöndedir.
Nitekim Özel Dairenin 30.4.1969 gün ve 2599/2582 sayılı kararında Özel kişilere ait olsa dahi, umumi yolcu taşımaya mahsus işletmelerin otobüslerinin durup kalktığı yerlerin, hırsızlık fiillerinin işlenmesinde kolaylık ve sosyal tehlike bakımından farklı bir durumda bulunmadıklarından mezkur yerlerde hırsızlık suçlarının 492. maddesinin 6. bendi kapsamına girdiği Ceza Genel Kurulu'nun İçtihadına ve Dairenin öteden beri tatbikatına uygun olduğu belirtilmiştir.
Keza Özel Daire 4.12.1975 gün ve 5852-5756 sayılı kararı ile; dolmuşa binmekte olan (M.T.) nin cebindeki parasını yankesicilik suretiyle çalmaya tam derecede kalkışmaktan sanık (N.K.) hakkında 492/6-7 son maddeleri ile kurulan Yerel Mahkeme hükmünü onamıştır. 23.3.1977 gün ve 2207 1982 sayılı hükmü de aynı görüş doğrultusundadır.
Yüksek Ceza Genel Kurulu'nun 25.3.1963 gün ve 19 - 20 sayılı kararları da aynı görüşü aksettirmektedir.
Yukarıda arz edilen nedenlerden dolayı anılan daire kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Görüldüğü gibi Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında uyuşmazlık konusu olan husus : Belediye otobüs duraklarında otobüs bekleyen yolcuların cebinden yankesicilik suretiyle para çalınması halinde sanığa TCK.nun 492/6. maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmediği hususudur.
Anılan fıkrada: hırsızlık her nevi nakil vasıtaları içinde seyahat eden yolcuların eşya ve parası hakkında yahut umuma mahsus nakliye vasıtalarını işletmekte bulunan idarelerin dairelerinde veya istasyon ve iskele ve meydanlarında veya mabetlerin içinde yapılırsa ... suçlu iki seneden beş seneye kadar hapsolunur hükmüne yer vermiştir.
Maddede görülen seyahat kelimesinin sadece uzun yolculukları değil, şehir içinde işlenen umuma ait nakil vasıtaları ile yapılan yolculukları da kapsadığı 24.3.1943 gün ve 15/13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Umuma mahsus nakliye vasıtalarını işletmekte olan idareler daireleri'nin Devlete veya mahalli amme idarelerine veyahut işletme ruhsatı almış bulunan idarelere ait olmasının mevsuf hırsızlığın tahakkuku bakımından farkı yoktur; bu daireler bakımından varid olan esas, bentte tahdidi olarak tadat edilmiş bulunan diğer mahaller ve bu meyanda istasyon, iskele ve meydanlar bakımından da variddir; elverir ki, daireler gibi, istasyon, iskele ve meydanlar da umuma mahsus nakliye vasıtalarını işletmekte bulunan idarelere ait olsun, bu nedenle, istasyon tabirinin şehirlerdeki tramvay ve otobüs istasyonlarıyla duraklarını da ihata ettiği açık bir gerçektir.(Naci Şensoy, Basit Hırsızlık ve Çeşitleri Mevsuf Hırsızlıklar 2. Bası S. 199 ve devamı; S. Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 10. Bası, s. 297).
Kanun koyucu belli yerlerde ve şekillerde yapılan hırsızlıkların cezalarını artırırken, suç işleyenlerin bunu işlemekte kolladıkları ve seçtikleri zaman ve yere, kullandıkları araçlara bakmakla beraber, zararına suç işlenenlerin özel durumlarını da gözönünde tutmuştur.
Umuma mahsus bir yolcu otobüsü ile belli bir yere gitmek için durakta bekleyen kişi yolculuğun özel ve olağanüstü şartları içine girmiş demektir ve bu yolculuğun doğurduğu telaş ve heyecanla malına ve eşyasına sahip olmakta güçlük çeker. Bu yerlerde otobüse binen yolcuların eşyalarının çalınmasındaki kolaylık ve sosyal tehlike de gözönünde tutulduğunda, otobüslerin belli durak yerlerinde hırsızlık suçunu işleyen sanıklara TCK.nun 492/6. maddesinin uygulanmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Özel Dairenin çeşitli kararlarında bu görüş, açık bir şekilde kabul edildiği gibi mesela 30.5.1978 gün ve 3768/3787 sayılı kararı, Ceza Genel Kurulu'nun 25.3.1963 gün ve 6/20 - 19 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Bu itibarla, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler:(Özel Daire bozma kararında açıklanan gürüşleri besimsedikleri)ileri sürerek, C.Başsavcılığı itirazının reddi gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle 6. Ceza Dairesi'nin 17.11.1983 gün ve 7465 - 8645 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına, depo parasının gelir yazılmasına, 4.6.1984 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.