Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/444
K: 1984/167
T: 14.05.1984
DAVA : İş ve çalışma hürriyetini cebren engellemekten sanıklar Sami ve arkadaşlarının hükümlülüklerine dair (Salihli Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 5.10.1982 gün ve 214-133 sayılı hüküm, müdahiller ve vekili ve sanıklar vekilinin temyizleri üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek 10.11.1983 gün ve 4430-8395 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 5.12.1983 gün ve 15 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : İş ve çalışma hürriyetini cebren engellemekten sanıklar Sami, İbrahim, Ali, Mehmet ve (M.Ç.)'nin TCK.nun 201/1-son maddeleri uyarınca 6'şar ay süreyle hapis cezasıyla hükümlülüklerine ilişkin kararı Özel Daire: (Dosya ve duruşma zabıtnamesi münderecatına, toplanıp karar yerinde izah ve münakaşa edilen elverişli delillere, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar vekilleri ve müdahiller vekillerinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceyi) reddetmek suretiyle onamıştır.
Onama kararına karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı: (TCK.nun 201. maddesinin son fıkrası... Ceza iki misli artırılarak hükmolunur. Ancak hükmolunacak ceza 5 seneyi geçmez dediğine göre, 201/1. madde ile verilen ceza iki misli artırılıp, bir de esası ilave edilerek hükmedileceğini ve 5 seneyi geçmeyeceğini belirtmektedir. Bu olayımıza göre, 201/1 ile verilen 3 ay hapis cezasının artırılacak olan 2x3=6 ay asıl cezaya ilave edilmek suretiyle 9 ay (asgari hadden) hapis cezası verilmesi gerekli iken, fıkranın yanlış tefsiri ile artırılacak kısım ceza olarak hükmetmesi isabetli görülmemektedir. TCK.nun 201/1. maddesinin belirttiği ceza azami hadden verilecek olursa, mahalli mahkemenin ve Özel Dairenin görüşüne göre 2x2=4 sene hapis cezası eder ki; bunun 5 seneyi geçemeyeceğinden fıkranın son ibaresine lüzum görülmezdi. Halbuki azami had 2 senenin iki katı artırıp elde edilen 4 seneye 2 sene de ilave ederek yekünü 6 seneye çıkarıp 5 seneyi geçemeyeceğinden cezanın 5 sene olarak hükmolunması kanunun lafzına ve ruhuna uygun bulunduğu görüşündeyiz. Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 1982/8-346 E. 1982/401 K. sayılı kararı da görüşümüzü teyit etmektedir) biçimindeki gerekçesiyle Özel Daire onama kararının kaldırılması ve Yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Türk Ceza Kanununun 201. maddesinin 1. fıkrası ile "Her kim cebir ve şiddet yahut tehdit ile sanat veya ticaret serbestisini her ne suretle olursa olsun tahdit veya men ederse 3 aydan 2 seneye kadar hapis cezasına mahkum olur" hükmü, son fıkrası ile de, "Yukarıdaki fıkralarda gösterilen fiiller silah ile veya kendini tanımayacak bir hale koyarak veya birkaç kişi tarafından birlikte işlenirse veya ayrıca bir tahribat meydana getirilmişse yahut mevcut veya mefruz bazı gizli cemiyetlerin husule getirdikleri tehdit kuvvetinden istifade ile işlenmiş ise, ceza iki misli artırılarak hükmolunur. Ancak hükmolunacak ceza 5 seneyi geçemez" hükmü getirilmiş bulunmaktadır.
Şimdi yasa koyucunun, terörün ve kargaşanın büyük boyutlara vardığı bir dönemde, 1490 sayılı Yasa ile maddeye ilave ettiği "ceza iki misli artırılarak hükmolunur. Ancak hükmolunacak ceza 5 seneyi geçemez" tümcesiyle neyi amaçladığı üzerinde duralım.
Hemen belirtmek gerekir ki; yasa koyucunun amacı 1. fıkradaki suçu, silah veya kendini tanınmayacak bir hale koyarak veya birkaç kişi tarafından birlikte işleyenlere daha müessir bir ceza verilmesidir. Bunu sağlamak için de, maddenin son fıkrasına "ceza iki misli artırılarak hükmolunur" kuralını getirmiş bulunmaktadır. Madde yorumu getirmeyecek biçimde açıktır. Zira, Türkçemizde "misli" kelimesi kat anlamında olup bir şeyin aynını ifade etmektedir. Maddede artırmanın iki misli yapılacak kuralına yer vermiş bulunduğuna göre, temel cezanın iki kat artırılacağı anlamı çıkmaktadır.
Esasen 201. maddenin son fıkrasında "Ceza iki misli artırılarak hükmolunur. Ancak hükmolunacak ceza 5 seneyi geçemez" denildiğine göre, artırma bir misli değil, iki misli olacaktır. Maddedeki "ceza iki misli artırarak hükmolunur" hükmünden temel cezanın bir misli artırılacağı anlamı çıkarıldığı takdirde, son fıkranın son cümlesinin (ancak hükmolunacak ceza 5 seneyi geçemez) hükmü uygulama olanağı bulamaz.
Zira; TCK. nun 201/1. maddesinde cezanın azami haddi iki senedir. Bu fıkra ile ceza azami had üzerinde verilecek olursa yerel mahkemenin ve Özel Dairenin görüşüne göre, 2x2=4 sene hapis cezası eder. Halbuki son fıkrada "hükmolunacak ceza 5 seneyi geçemez" hükmü yer almaktadır. Yani bu fıkra ile 5 sene ceza verilebilecektir. "İki misli" teriminden (verilen ceza kadar artırma yapılacaktır) anlamı çıkarıldığı takdirde 5 sene ceza verilmesi mümkün olamayacaktır. Bu dahi artırmanın temel cezanın iki katı kadar olacağını göstermektedir.
Yerel Mahkeme ise, sanığa TCK.nun 201. maddesinin ilk fıkrası ile 3 ay hapis cezası vermiş ve maddenin son fıkrasını yanlış yorumlayarak temel ceza kadar ceza ilave etmek suretiyle sonuç olarak 6 ay hapis cezası vermiştir. Bu uygulama yukarıda da açıklandığı gibi yasaya aykırıdır. Çünkü, yukarıda açıklanan kural ve açıklamalara göre uygulamanın, (TEMEL CEZA +TAYİN EDİLEN TEMEL CEZANIN İKİ KATI=HÜKMOLUNACAK CEZA) biçiminde olması ve sanığa sonuç olarak 9 ay hapis cezası verilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulu'nun 1.11.1982 gün ve 1982/8-346 E. 1982/401 sayılı kararında da bu kural ve uygulama benimsenmiş ve içtihat bu yolda yerleşmiştir. Bu itibarla itirazın kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı'nın 15.12.1983 gün ve 135 sayılı itirazının kabulüne ve 6. Ceza Dairesi'nin 10.11.1983 gün ve 4430-8395 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel Mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 14.5.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini