 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/433
K: 1984/107
T: 19.03.1984
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Kemal'in hükümlülüğüne dair (Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi)'nden verilen 18.11.1981 gün ve 728-744 sayılı hüküm, müdahil ve sanığın temyizi üerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 27.12.1982 gün ve 904-937 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçeyle istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 22.11.1983 gün ve 6-1929 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hırsızlık suçundan sanık Kemal'in TCK.nun 491/1-3, 80. maddeleri gereğince 2 sene 4 ay süre ile hapis cezasıyla tecziyesine, çalınan mikroskopların toplam değeri 100.000 liranının üzerinde olup, bu değer mahkemece pek fahiş olarak kabul ve takdir edildiğinden, sanığa verilen ceza yarı nisbetinde artırılarak 3 sene 6 ay süre ile hapis cezasıla tecziyesine, TCK.nun 525. maddesi gereğince cezası süresi kadar genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmasına ilişkin hükmü, Özel Daire:
(Yasal gerekçe gösterilmeden ve takdire dayandığı da belirtilmeden verilen cezanın TCK.nun 525. maddesi gereğince azami oranda artırmaya tabi tutulması) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme ise:
(Kararlarında gerekçe gösterildiğinden, ayrıca "takdir" kelimesinin kullanılmadığı) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
....... Üniversitesi ....... Kampüsü'nde yardımcı hizmetli olarak çalışan sanığın, çalıştığı işyerinden çeşitli tarihlerde dört adet mikroskop çaldığı anlaşılmaktadır.
Yasalarımızda, suçun karşılığı olarak alt ve üst basamaklı (mütevafit), yani aşağı ve yukarı sınırları olan bir ceza konulmuşsa; bu iki sınır arasında ceza tayini, hakimin genel takdir ve değerlendirme yetkisinin içerisindeki ise de, bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması, suçun işleniş tarzı, sanığın ahlaki temayülleri, kanun ve nizamlara muhalefetin derecesi gibi objektik unsurların gözönünde bulundurulması, cezanın adil ölçüler içinde tayini ve dosya içeriğine uygun olması gerektiği gibi; cezanın alt basamağından yukarıda temel ceza tayin edilmesi hainde de gerekçe gösterilmesi, hiç olmazsa takdire dayanıldığının kararda belirtilmesi zorunludur.
Temel ceza bu şekilde tayin edildikten sonra, yasa gereği 1/2, 1/3, 1/6 gibi değişik oranlarda artırılmasına da karar verilmesi gerekiyorsa; başkabir deyişle hakime bu hususta da takdir hakkı tanınmışsa, aynı ilkeler geçerlidir.
TCK.nun 522. maddesi hükmüne göre, anılan Kanun'un "10. babında beyan olunan cürümlerin mevzuu olan şeyin veya ika edilen zararın kıymeti" gözönünde tutularak, tayin olunan temel cezaların atırılmasına veya eksiltilmesine de karar verilmesi gerekmektedir. Madde hakime; biri kıymet, diğeri artırım ve indirim oranlarını belirlemede olmak üzere iki çeşit takdir hakkı tanınmıştır.
Yerel Mahkemece, çalınan mikroskopların kıymeti, yerinde bir değerlendirme ile "pek fahiş" olarak kabul ve takdir edilmiştir. Eğer mahsus olan cezayı yarısı nisbetinde artırır) şeklinde olsaydı; başka bir deyişle suç konusu malın veya ika edilen zararın "pek fahiş" kabul ve takdir edildiği her olayda, temel cezanın otomatikman 1/2 oranında artırılmasına da karar verilmesi gerekseydi, bu konuda oranında herhangi bir takdir hakkı tanınmasaydı, Yerel Mahkeme'nin tüm uygulamalarının yasaya uygun olduğunu kabul etmek gerekecektir.
Halbuki yasadaki hüküm : (... zararın kıymeti pek fahiş ise, mahkeme cürme mahsus olan cezayı yarısına kadar artırır) şeklindedir. Hakim, temel cezayı 1/6, 1/5, 1/4, 1/3 oranında da artırabilecektir.
Olayımızda ise : Yerel Mahkemece temel cezanın azami oranda artırılmasına karar verilmiş olmasına göre bu hususta da gerekçe gösterilmesi hiç olmazsa takdire dayanıldığının kararda açıklanması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı olduğundan sanık vekilinin temyiz itiraznının bu nedenle kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine 19.3.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.