 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/432
K: 1984/271
T: 09.07.1984
DAVA : Adam öldürmekten sanık Fatmaana'nın hükümlülüğüne dair ( Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 2.8.1982 gün ve 97 - 125 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükmünde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 2.6.1983 gün ve 45-81 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, C. Savcısı ve sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, sanık vekili yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün onanması istemini bildiren, 7.12.1983 gün ve 1/3124 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Kasten adam öldürmek suçundan sanık Fatmaana'nın TCK.nun 448, 51/2, 59, 31 ve 33. maddeleri gereğince sonuç olarak altı sene sekiz ay ağır hapis cezası ile fer'i cezalarla tecziyesine ilişkin hükmü Özel Daire:
Olay gecesi, saat 3 sıralarında maktulün sarhoş olarak, kocası evde bulunmayan ve uyuyan küçük çocukları ile birlikte kalmakta olan sanığa ait eve gelip evvela pencereyi vurduktan sonra içeriye girmek için kapıyı zorlamakta olduğu sırada sanık kadın Fatmaana'nın evine ikamet edenlerin emniyeti şahsiyetlerine aklen varit bir endişe ve havfi ciddi altında saldırıyı def mecburiyetiyle av tüfeğiyle bir el ateş edip maktulü öldürdüğü tüm dosya içeriği ve mevcut delillerle anlaşılmasına göre hakkında TCK.nun 461/2. maddesi uyarınca ceza verilmemesi gerekirken TCK.nun 448, 51/2. maddeleri ile tecziyesi cihetine gidilmesi isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel mahkeme ise:
(Olayda TCK.nun 461/2. maddesinin tatbiki gerekmeyeceği kanaatindeyiz. Zira Bizzat sanığın ve tanıkların anlatımına göre sanık, cam tıkırdadığında "kim o?" demiş, maktül de "benim aç kocanla görüşeceğim" demiş "kocam evde yok" diye cevap verilmesine rağmen eve gireceğim diye ısrarda bulunmuş, köpek seslerini duyup olay yerine gelen komşuları Zarife, maktulü alıp evine götürmüştür. Buna rağmen maktulün geri gelip tekrar kapıyı aç içeri gireceğim demesi üzerine sanık, evde bulunan kocasının av tüfeğini alarak kapının önüne çıkmış ve ateş ederek Vehbi'yi öldürmüştür.
Sanık, TCK.nun 461/2. maddesinin bahsettiği gibi emniyeti şahsiyesine aklen varit bir endişe ve havfi ciddi altında, saldırıyı def mecburiyetleriyle bu suçu işlememiştir. Sanığın emniyeti şahsiyesine ilişkin bir endişe veya korkusu mevcut olsaydı, kapıyı açıp da dışarıya çıkmazdı. Evde tüfek olduğuna göre, sanığın kapıyı zorlamasını beklemesi, hatta kapıyı açıp içeriye girerken ateş edip vurması lazımdı. Yoksa içeriye gereceğim deyip üzerine gitmeyip kapıda bekleyen maktulü kapıyı aç dışarı çık öldür bu olayda sanığın bir korkusu havfi ciddiye kapılması, tecavüzü def etme mecburiyeti mevcut değildir gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Sanık, 26 yaşlarında, dört çocuk annesi bir ev kadınıdır. Olay gecesi, sanığın çoban olan kocasının kırda koyun otlattığını bilen öldürülen Vehbi, içkili vaziyette, gece yarısından sonra, saat 03 sıralarında ücra bir yerde bulunan sanığın evine gelmiş zorla içeriye girmeye kalkışmış, sesleri duyup olay yerine gelen tanık Zarife tarafından olay yerinden uzaklaştırılmasına rağmen tekrar gelip içeri girmeye kalkışınca, korkuya kapılarak sanık evde bulunan av tüfeğini alarak, kapısının önüne çıkıp, bir el ateş etmek suretiyle Vehbi'yi öldürmüştür.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 23.5.1938 gün ve 42/40, 29.9.1980 gün ve 204/303, 29.6.1981 gün ve 198/268 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi; TCK.nun 461/2. maddesinin amacı, ev veya benzeri yerlerde oturanların maruz kalabilecekleri tehlikelere karşı, şahsi emniyetlerini korumaktır. Kanun koyucu, saldırının bina içinde oturanların şahsi emniyetlerinde makul bir endişe ve ciddi bir korku yaratılması halinde, failin ceza muafiyetinden faydalanmasını amaçlamıştır. Söz konusu bendi metne göre değil, mefhumuna ve kanun koyucunun amacına göre tefsir ve uygulamak gerekir. Madde metninde belirtilen vasıtalar sınırlı ve sayılı değildir. Başka bir suretle de saldırı mümkündür. Maddi bir sebebe dayanan korkunun takdirinde hakimin failin ruhi durumunu bilhassa nazara alması lazımdır( F. Erem, Türk Ceza Hukuku, Cilt 2, S. 842, 1962 Basımı). Şahsın emniyeti için hakiki ve ciddi bir endişe vücudunu isbat eden sebepler bulunduğu takdirde ifratdan bahsedilemez (Majno'dan naklen - N. Öztürk, Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı, Cilt 2, S.5971. 1966 Basımı).
Bu açıklamalara göre, özel daire kararında da belirtildiği gibi; evde küçük çocukları ile birlikte kalan ve yardımdan mahrum bulunan sanığın, içinde bulunduğu ruh hali de nazara alındığında, şahsi emniyetine yönelen ve ciddi bir korku tevlit eden saldırıyı def için suç işlediğinin kabulü ile hakkında TCK.nun 461/2. maddesinin uygulanması gerektiğinden, Yerel C. Savcısı ve sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine, 9.7.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.