 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/403
K: 1984/243
T: 25.06.1984
DAVA : 677 sayılı Yasaya muhalefet, sarkıntılık suçlarından sanık A.K.'ın hükümlülüğüne dair Sincanlı Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 3.12.1981 gün ve 156-160 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 23.12.1982 gün ve 115-120 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresine verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 21.11.1983 gün ve 7-770 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 677 sayılı Kanuna muhalefet ve söz atmaktan sanık A.K. 'ın 677 sayılı Kanunun 1/2 ve TCK.nun 421/1 inci ve 647 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi gereğince sonuç olarak 19.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve cezanın sosyal ve uyarma amacı, önleme durumu, suçun işleniş şekli ve sanığın kişiliği ile duruşmalardaki tutum ve davranışları ve izlenen ahlaki yapısı ile savunmalarındaki samimiyetsizlikte birlikte değerlendirilerek, sanığa verilecek cezaların ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemekten çekinmesine ebep olacağına mahkememize vicdani kanaat gelmediğinden, sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinin takdiren uygulanmasına yer olmadığına ilişkin hükmü, Özel Daire;
(sair temyiz itirazları reddetmekle beraber:
647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yazılı erteleme koşullarını tespit eden kurallar gerekçe olarak alınıp objektif ve subjektif nedenleri açıklanmadan ve bu hususta araştırma yapılmasında tecil isteğinin cezai kabulüne karar verilmesi) İsabetsizliğinden oybirliğiyle bozmuştur.
Yerel mahkeme ise, sanığın kişiliğine değinerek, onun cami imamı olduğunu Köy Yasası uyarınca muhtar ve övğretmenle birlikte köyün saygın kişisi bulunduğunu, muska yazıp büyücüklük yaparak köylüden çıkar sağlama yolunu seçmiş ve yukarıda anılan kişiliğini kötü yolda kullanmıştır. Sanık ayrıca sarkıntılık yaparak namusa saldırmıştır. Köy yöresinde namus duygusuna verilen önemden dolayı bu saldırılar ölüme bile neden olmaktadır. Açıklanan bu durum, sanığın ahlaki anlayışının zayıflığını göstermektedir. Gerek bu nedenler, gerekse duruşmada izlenen davranış ve ahlaki yapısı savunmadaki samimiyetsizliği itibariyle cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği kanısına varılmadığını belirterek direnmeye karar vermiştir. Yerel Mahkeme direnme kararındaki son açıklamamalar dayalı olarak ertelemeye yer olmadığına karar verirken, sanığın kişiliğini duruma aşamalarındaki izlenimleriyle değerlendirmektedir. Bu değerlendirme dosyaya ve duruşmaya aykırı bulunmaktadır.
Mahkeme, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezayı para cezasına dönüştürerek, sanığın cezasını şahsileştirmiş, daha ileri giderek para cezasının ertelenmesini doğru bulmamıştır.
Bu itibarla ertelemeye yer olmadığına ilişkin gerekçe yasal duruma getirildiğinden sanık vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle duruşma hükmünün isteğe aykırı olarak ONANMASINA depo parasının gelir yazılmasına 25.6.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.