 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/357
K: 1984/73
T: 20.02.1984
DAVA : Hakkı olmayan yere tecavüzden sanıklar H.C., A.Ş., A.Ç'ın hükümlülüğüne dair Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 22.10.1981 gün ve 427/662 sayılı hüküm, sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 25.11.1982 gün ve 583/822 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 19.10.1983 gün ve 66476 sayılı tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Mer'aya tecavüz suçundana sanık S.C. ve İ.Ç. 'in beraatlerine; bu sanıkların çocuklarını hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, H.C., A.Ş, A.Ç.'ın; TCK. 513/2. 5435 sayılı Yasa hükümleri gereğince ikişer ay hapis ve binbeşeryüz lira ağır para cezasıyla tecziyesine, herbir sanığın tecavüz ettikeliri yerlerin suç tarihindeki değerleri 100.000 liranın çok üstünde olup bu miktarlar pek fahiş olarak kabul ve takdir edildiğinden, TCK.nun 522. maddesi gereğince sanığa verilen cezalar yarı nisbetinde artırılmak ve TCK.nun 59. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilmek suretiyle sanıkların ikişer ay onbeşer gün hapis ve binsekizyüzyetmişbeşer lira ağır para cezası ile cezalanırılmasına; beraat eden sanıklar için yapılan masraflar çıktıktan sonra 6215 liradan ibaret yargılama giderinin sanık H.C., A.Ş. ve A.Ç.'dan zincirleme ve eşit olarak tahsiline ilişkin hükmü, Özel Daire :
(1 - İddia, savunmaya, tanık beyanları, idari tahkikat evrakı içeriğine göre; sanıkların suça konu mer'ayı yıllarca ekip biçmek suretiyle tasarruf ettikleri, şikayet ve idari soruşturma üzerine mer'a olduğunu anlayıp bıraktıklarının anlaşılmış olmasına nazaran; mer'ayı zapt ve tecavüz kanıtlarının bulunup bulunmadığı karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulamaz.
kurala göre;
2 - TCK.nun 522. maddesi uygulanırken, takdire dayanıldğı belirtilmeden vce sebebi de gösterilip açıklanmadan cezadan en üst oranda artırma yapılması,
3 - Yargılama giderlerinin dayanağı ve ayrıntılarının karar yerinde gösterihmesi) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel mahkeme, 3 nolu bozma sebebine uyarak gereğini yapmış, 1 ve 2 no.lu bozma sebeplerine ise : Her üç sanık da bahis konusu köyde doğup büyüyen ve rençberlik yapan kişiler olup, bir köyün mer'ası olup olmadığını ve varsa mer'anın nerede bulunduğunu rahatlıkla bilmeleri iktiza eder. Zaten sanıklar duruşmada alınan savunmalarında, tecavüz ettikleri yerin mer'a olduğunu açıkca kabul ve itiraf etmiş bulunmaktadırlar. Yapılan keşif ve dinlenen şahitlerin açık beyanları da bunu teyid etmektedir. Sanıkların savunmalarında, bir taktik icabı olarak "Köy mer'ası olduğunu bilmiyorduk. Öğrenince bıraktık" şeklinde vaki olan beyanlarını samimi v ciddi olarak kabul etmek mümkün değildir. Aksi görüşün kabulü halinde bu gibi gayri ciddi savunmalarla köy mer'alarının yağmalanması ve buna göz yumulması gibi bir durum yaratılırki, bunun tecvizi mümkün değildir. Toplanan delillerden sanıkların bu yerin mer'a olduğunu bildikleri halde, tecavüz ettiklerini anlaşılmıştır. Sanıkların birkaç sene köy mer'asına el atıp sürmeleri ve bu süre içerisinde yetkili kişilerin müdahele etmemiş olmaları sanıklara bir hak bahşetmez. 522 nci maddenin uygulanması konumuzda da gayet açık bir şekilde gerekçe gösterilmiştir) gerekçesiyle direnmiştir.
Dosyaya oluşa ve mevcut delillere göre:
Olğulbey Köyü tüzel kişiliğine ait, tapulama çalışmaları sırasında 870, 871, 247 ve 248 parsel numaralarını alan 3100 dönümlük köy mer'asına sanıkların yıllarca sürüp ekmek suretiyle, 22.200 - 115.480 m2 arasında değişen miktarlarda tecavüzde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu mer'anın dekarının suç tarihindeki değeri 15.-20.000 liradır.
Sanıklar savunmalarında "tecavüz ettileri yerin köy mer'ası olduğunun kendilerince de bilindiğini, başkalarının tecavüz ettiğini görünce bu yere tecavüz etmekte bir sanıkca görmediklerini bu konuda idari tahkikat yapılması ve dava açılmasından sonra tecavüzlerinden vazgeçtiklerini" söylemektedirler. Sanıkların köy mer'asına tecavüzlerini yıllarca devam etmesi eylemlerini suç olmaktan çıkarmayacağı gibi; "idari tahkikat yapıldıktan ve dava açıldıktan sonra vazgeçtikleri" yolundaki savunmalarını, tecavüz edilen sahanın genişliği de gözönünde tutulduğunda suç konusu yerin mer'a olduğunu tecavüzden sonra öğrendikleri şeklindeki yorumlamaya ve değerlendirmeye de olanak bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme, sanıklara verilen temel cezayı TCK.nun 522. maddesiyle artırırken üst sınırın uygulanmasını gerektiren nedenleri gerekçe göstererek açıklamıştır. Bu uygulama yapılırken "takdiren" sözcüğünün kullanılmamış olması, kararın gerekçeden yoksun olduğu anlamına gelmez.
Bu nedenlerle, direnme kararı yerinde görülmekle birlikte; başka başka zamanlarda, kendi arazilerine katmak için köy mer'asına tecavüz eden sanıklardan yargılama giderlerinin zincirleme ve eşit olarak tahsiline" karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, sanıkların vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile direnme hükmünün düzeltilirek onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayana üyeler : (toplanan delillerden sanıkların köy mer'asını zapt ve tasarruf kastıyla ahareket ettikleri kesinlikle anlaşılamadığı gibi; TCK.nun 522. maddesi cürmün mevzuu şeyin kıymetine göre arntırım veya indirim hükmü getirmiştir. Maddenin hakime biri kıymette, diğeri artırım ve indirim oranlarını belirlemede takdir hakkı tanıdığı görülmektedir. Yerel mahkeme, tecavüz edilen sahaların kıymetini "pek fahiş" kabul ettiğini açıklamış ise de, artırım yaparken başkaca bir gerekçe göstermemiş ve takdirden de bahsetmeyerek azami had üzerinden, yani 1/2 oranında arttırma yapmıştır. Bu husus yasaya ve Yargıtay'ın kararlılık gösteren uygulamalarına aykırıdır) yolunda görüşler ileri sürerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmesini istemişlerdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, yerel mahkeme kararından "yargılama giderinin sanıklar H.C., A.Ş. ve A.Ç.dan zincirileme ve eşit olarak tahsiline" ilişkin kısmın kaldırılarak, "yargılama giderlerinin sanıklar H.C., A.Ş. ve A.Ç.'dan eşit olarak tahsiline" karar verilmek suretiyile, sair yönelir usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün düzeltilerek ONANMASINA konunun 23.1.1984 günü yapılan 1. müzakeresinde yasal çoğunluk sağlanamadığından, 20.2.1984 gününde yapılan 2. müzakerede, oyçokluğuyla karar verildi.