 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/296
K: 1983/397
T: 12.12.1983
DAVA : Maktul Y.R.'in, olay tarihinden 1,5 yıl önce köyleri halkından G.K. adındaki kızla köylerinin örf ve adetlerine uygun biçimde evlenip karı-koca gibi yaşamaya başladığı, bu resmi olmayan evlilikten dünyaya bir çocuklarının geldiği, bu evliliğin devamı sırasında bu kez kardeşi H.R.'in, öldürme olayına takaddüm eden 6.8.1980 gününde ağabeyisinin resmi olmayan baldızı reşit bulunmayan H.K.'ı ağabeyinin yardımı ile ve onun rızasıyla evlenmek maksadıyla kaçırıp alıkoyduğu, anne ve babasının zabıtaya şikayeti üzerine, olaydan bir gün sonra kızlığının bozulmadığı doktor raporu ile tesbit edilmiş bulunan mağdurenin ana ve babasına teslim edildiği, bu kaçırma olayı üzerine köyde "Y.R. baldızını kardeşi için değil, kendisi için kaçırmış" biçimindeki dedikoduların yayılmaya başladığı, bunun üzerine dedikoduları ciddiye alan G.K.'ın müşterek evi terkederek babasının evine gittiği, bu olay üzerine maktul Y.R.'in resmi bulunmayan karısı Gülişan'ın müşterek yuvaya dönmesi için kendisine haber gönderdiği, eve dönmesi için aracılar koyduğu, ancak Gülişan'ın eve dönmediği, bunun üzerine karısının eve dönmesini sağlamak için babasının evine gitmeye karar verdiği, olay günü bu amaçla gayri resmi kayınpederinin evine giderken karısı Gülişan'ın kardeşi Hacer'le birlikte babalarının fındık bahçesinde çalıştığını görünce yanlarına giderek eve dönmesi için teklifte bulunduğu, ancak Gülişan'ın bu çekişme sırasında bağırmaya başladığı, o civarda bahçesinde çalışmakta bulunan Gülişan'ın amcasının oğlu sanık İ.K.'ın bağırmayı işitip olay yerine gelip akrabasının rızası hilafına götürülmek istendiğini görünce tehevvüre kapılarak tabancasını çekip maktul Yaşar'a birkaç kez ateş ederek onu otopsi raporunda yazılı olduğu biçimde yaralayıp öldürdüğü anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; yasalarımız, resmi kocaya dahi, müşterek yuvayı terkeden karısını zorla eve götürmek hakkını vermemesine göre, bu hakkı resmi olmayan kocaya tanımak mümkün değildir. Olayımızda maktul, eve dönmek için birçok kez haber gönderdiği ve eve dönmesi için aracı koyduğu, gayrı resmi karısını eve dönmesi için kendisine teklifte bulunmuş, teklifin reddedilmesi üzerine onunla tartışmaya başlamış, daha sonra tartışmayı çekişmeye dönüştürmüş, zorla götürme girişimi içerisine girmiş, resmi olmayan karısı çaresiz kalıp imdat istemiş ve bu imdat sesini işitip olay erine gelen sanığın, akrabasının rızası hilafına götürüldüğünü görünce tahrike kapılarak tabancasını çekip ateşleyip öldürmüştür.
G.K. ve kardeşi Hacer'in aşamalardaki anlatımlarıyla olay yerinde boğuşma izleri bulunduğunu saptayan 4.10.1980 günlü "olay akabinde düzenlenen" olay yeri tutanağı da bu oluşu doğrulamıştır.
Esasen, yerel mahkemede gerekçeli kararının 3. sahifesindeki "maktul karısına eve dönmesini teklif ettiği, ricada bulunduğu sırada aralarında münakaşa çıktığı, bu münakaşanın çekişmeye dönüştüğü sırada çekişme ve bağırma sesi üzerine olay yerine gelen amcalarının oğlu olan sanığın, maktul Yaşar'ın karısını rızası hilafına evine götürmek istediğini anlayınca tabancasını çekerek maktul Y.R.'e birkaç el ateşlemek suretiyle onu kasten öldürmüş olduğu..) biçimindeki gerekçesiyle bu oluşu kabul etmiştir.
Görülüyor ki; olaya maktul kendi haksız hareketleriyle sebebiyet vermiştir.
Bu nedenle Özel Daire bozma kararı yerinde olup uyulmak gerekirken, yazılı biçimde önceki kararda direnmeye karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, sanık vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle direnme hükmünün bozulmasına, depo parasının geri verilmesine, 12.12.1983 tarihinde oybirliği ile karar verildi.